nükleer-nuclear bilim sözlügü - turuz

257
Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü 4759. Başlıq 256s

Upload: others

Post on 22-Apr-2022

17 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü

4759. Başlıq 256s

Page 2: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

1/v law 1/v yasası

A optik yoğunluk, absorbans, A

a posteriori sonsal

a-scan a-tarama, a-ekranı

aberration aberasyon, sapma

ability yetenek

abnormal anormal

abnormal operation normal olmayan işletme,anormal işletme

abrasion aşındırma

abrasive aşındırıcı

abscissa yatay eksen, absis

absolute mutlak

absolute coil mutlak bobin

Page 3: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

absolute counting mutlak sayım

absolute efficiency mutlak verim

absolute readout mutlak okuma

absolute signal mutlak sinyal

absolute system mutlak sistem

absolute value mutlak değer

absorbance soğurma, absorbans

absorbe soğurmak

absorbed dose soğurulmuş doz,soğurulan doz

absorbed dose rate soğurulan doz hızı,soğurulmuş doz hızı absorber soğurucu

absorber soğurucu, yarı-sınırsız

absorbing event soğurma olayı

absorption yutma, soğurma,soğrulma

absorption coefficient soğurma katsayısı

absorption cross-section yutma tesir kesiti

absorption curve soğurma eğrisi

absorptivity soğurma özelliği

abundance bolluk

accelerate hızlandırmak

Page 4: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

accelerating tubes hızlandırma tüpleri

acceleration ivme, hızlandırma

accelerator hızlandırıcı

acceptable kabul edilebilir

acceptance level kabul seviyesi

acceptance limit kabul sınırı

acceptance standard kabul standardı

acceptor alıcı

acceptor atoms alıcı atomlar

access erişim

access time erişim zamanı

accessibility erişilebilirlik

accessible erişilebilir

accident kaza

accident conditions kaza koşulları

accident exposure kaza ışınlanması

accidental conditions kaza koşulları

accommodate yerleştirmek

accountability kantitatif muhasebe

Page 5: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

accounting records sayım kayıtları

accumulated dose birikmiş doz

accuracy doğruluk

acid proof aside dayanıklı

acidic asidik

acidification asitlendirme

acidimetry asit ölçümü

acidity asitlik

acoustic akustik

acquisition alış veriş

actinide aktinit

actinides aktinitler

actinium aktinyum (Ac)

actinium series aktinyum serisi

actinometer ışın ölçer

action etki

action level eylem düzeyı

activate etkinleştirme

activated water aktif su

Page 6: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

activation ışınırlık,aktivasyon,aktifleme

activation analysis aktivasyon analizi,ışınırlık çözümlemesi

activation cross-section aktivasyon tesir kesiti

activation detector ışınırlık algılayıcısı

activation energy aktivasyon enerjisi, etkinleştirme enerjisi

activation foil ışınırlık folyesi,aktivasyon folyesi

active etkin, aktif

active component etkin bileşen,aktif bileşen

active fault aktif fay

active focus aktif odak

active lattice aktif örgü

active valence etkin değerlik

activity aktivite, aktiflik

actuate uyarmak

actuated uyarılan

actuator uyarıcı

acute exposure anlık ışınlanma,kısa süreli ışınlama,anı ışınlanma

adaptable uyarlanabilir

adaptor adaptör

Page 7: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

addition toplama (mat),ekleme, katma (kimya)

addition reaction katılma tepkimesi

additives katkı maddeleri

adequate uygun

adhered yapışık

adherent yapışkan

adhesion tutunma, yapışma

adhesive yapıştırıcı

adhesive forces adezyon kuvvetleri

adiabatic dyabatik, ısısalmaz

adjacent channel komşu kanal

adjust ayar

adjusted ayarlanmış

administrative yönetsel

admission valve kabul vanası

admixture karıştırma

adsorbent yüzeyde tutan

adsorber yüzeyde tutucu

adsorption yüzeyde tutma,yüzeyde tutulma

Page 8: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

advanced ileri

advanced reactor ileri reaktör

advantage factor avantaj faktörü

affinity ilgi

after loading technique sonradan yükleme tekniği

after-heat sonraki ısı

after-power sonraki güç

afterloading technique sonradan yükleme tekniği

agate agat

age equation yaş denklemi

age of radioactive waste radyoaktif atığın yaşı

agent belirteç

agglomerate topaklaşma, yığılma

agglomeration topaklanma

aggregate recoil toplam irkilme

aggregation kümelenme

aging olgunlaştırma, yaşlanma

agitation karıştırma

agitator karıştırıcı

Page 9: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

agricultural countermeasures tarımsal önlemler

air blowing hava üfleme

air borne contamination havadaki radyoaktif kirlilik

air conditioning systems klima sistemleri

air equivalent hava eşdeğeri

air lock hava sızdırmaz kabin

air monitor hava ölçüm aygıtı

air oxidation hava ile yükseltge(n)me

air pollution hava kirliliği

air-dose havadan alınan doz

airborne contamination havadaki bulaşma

alara alara

alarm alarm, uyarı

albedo albedo

alignment sıraya dizme

alimino silicate glass alimino silikat cam

aliminum equivalent alüminyüm eşdeğeri

alkaline bazik

alkalinity baziklik

Page 10: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

all rods in bütün çubuklar içeride

all rods out bütün çubuklar dışarıda

all-welded fuel tamamı kaynaklı yakıt

allocate yerleştirmek

allowed transition müsaade edilen geçiş

alloy alaşım

alpha alfa

alpha bearing waste alfa içerikli atık,alfa bulunduran atık,alfa aktif atık

alpha decay alfa bozunumu

alpha particle alfa parçacığı

alpha particles alfa parçacıkları

alpha radioactivity alfa radyoaktivitesi

alpha ray alfa ışını

alphanumeric alfasayısal

alphanumeric data alfasayısal veri

alternative alternatif, seçenek

alumina alüminyum oksit

aluminium equivalent alüminyum eşdeğeri

alumino-silicate glass alümina silikat camı

Page 11: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

aluminum alüminyum (Al)

alveoli bronşçuk

amalgam civalı alaşım

amber perspex dose meter see PMMA dose meters

ambient ortam

ambient dose ortam dozu

ambient dose equivalent ortam doz eşdeğeri

americium amerisyum (Am)

ammonia amonyak

amorphous amorf, biçimsiz

ampere amper

amplification yükseltme

amplifier yükselteç, amplifikatör,yükseltici

amplitude genlik

amplitude analyser genlik analizörü

amplitude of seismic motion deprem hareketinin genliği

analog analog

analog to digital converter anlogdan sayısala çevirici

analogy benzeşim, benzerlik, örnekseme

Page 12: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

analyser analizör

analysis analiz

analytical çözümsel, analitik

analytical conditioning analiz koşulları

and gate ve kapısı

anemia kansızlık

angiography anjiyografi

angle beam açılı demet

angle of incidence geliş açısı

angle of reflection yansıma açısı,kırılma açısı

angle of squint sapma açısı

angle probe açılı prob, açılı sonda

angular açısal

angular correlation açısal bağıntı

angular cross section açısal tesir kesiti

angular distribution açısal dağılım

angular momentum açısal momentum

anhydrous susuz

anion anyon

Page 13: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

anion exchange anyon değişimi

anisotropic anizotropik

annealing tavlama

Annihilation anilasyon,yokolma

annihilation radiationanilasyon radyasyonu,yok olma radyasyonu

annual dose equivalent limits yıllık doz eşdeğeri sınırları

annual dose limits yıllık doz sınırları

annual effective dose equivalent limits yıllık etkin doz eşdeğeri sınırları

annual limit of intake vücuda yıllık alınım sınırı (ali)

annual throughput yıllık yakıt değişimi

annular halka şeklinde

annular coil clearance halka sargı açıklığı

annulus halka

anode anot

anti-coincidence circuit antikoinsidans devre

anti-matter antimadde

anti-oxidant antioksidan, yükseltgenme önleyici

anti-scatter grid saçılma önleyici ızgara

Page 14: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

anticipated operational occurences beklenilen işletme

olayları,beklenebilen olağandışı işletme olayları

anticipated transient without scram acil durum dışı beklenen geçici

rejimler

anticoincidence eşzamanlı olmayan

antimony antimon (Sb)

antineutrino antinötrino

antisymmetry ters simetri

aperture açıklık

apparatus aygıt

apparent density görünür yoğunluk

appendage eklenti

applied uygulamalı

approach to criticality kritikliğe yaklaşım

appropriate uygun

approval onaylama

approximate yaklaşık

approximation yaklaşım

appurtenance ek

apriori önsel

Page 15: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

aqueous sulu

aqueous solution sulu çözelti

aquifer yeraltı su havzası

arbitrary gelişigüzel

arc ark

area alan, bölge

area density see mass per unit area

area monitoring alan kontrolu

argon argon (Ar)

argument argüman

arrangement düzenleme

array dizi

arrester tutuklayıcı

arsenic arsenik (As)

artifact işlem hatası

artificial yapay

artificial intelligence yapay zeka

artificial radioactivity yapay radyoaktivite

as-received gelen şekliyle

Page 16: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

asbestos amyant, asbest

ascertained doğrulanmış

assay ana element analizi

assembly demet

assesment değerlendirme

assignment atama

associated beraber bulunan

association birleşme, birlik

assoclated corpuscular emission bağımlı hücresel yayılım

assumption kabul

assurance güvence

astatine astatin (At)

asymmetric asimetrik, simetrik olmayan

asymmetric flutter asimetrik titreşim

asymptote asimtot

athermal ısıl olmayan

atmospheric path way atmosferik ulaşım yolu,atmosferik

gidiş yolu,havayla geçiş yolu

atom atom

Page 17: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

atomic bomb atom bombası

atomic charge atom yükü

atomic energy atom enerjisi

atomic fluoresence atom floresanı

atomic mass atom kütlesi

atomic mass unit atomik kütle birimi

atomic number atom numarası

atomic ratio atomik oran

atomic weight atom ağırlığı

attack kemirme (kimya)

attenuation zayıflama,zayıflatma

attenuation coefficient azalma katsayısı,zayıflama

katsayısı

attenuation curve zayıflama eğrisi

attenuation factor zayıflama faktörü

attenuator zayıflatıcı

attrition-milling aşındırıcı öğütme

audio ses

audit denetleme,uygunluk denetimi,uygunluk denetlemesi, uygunluk

değerlendirmesi

Page 18: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

auger coefficient auger katsayısı

auger effect auger etkisi

auger electron auger elektronu

authorized yetkili

authorized dose limits yasal doz limitleri,yasal doz

sınırları

automatic otomatik

automatic control otomatik kontrol

automatic depressurization systm otomatik basınç azaltma sistemi

automatic mode otomatik çalışma durumu

automatic sample changer otomatik numune değiştirici

automatic scanning otomatik tarama

automatical otomatik

autoradiograph otoradyograf

autoradiography otoradyografi

autorization yetki verme

auxiliary yardımcı

auxiliary equipment yardımcı donanım

auxilliary feedwater system yardımcı besleme suyu sistemi

Page 19: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

availability elde edilebilirlik,kullanıma hazır bulunma

avalanche katlama,çığ

average ortalama

average cross-section ortalama tesir kesiti

average life ortalama ömür

average mammary glandular dose ortalama meme bezi dozu

average power range monitor ortalama güç aralığı ölçüm aygıtı

avertable dose sakınılabilir doz

avogadro's number avogadro sayısı

axi-symetric eksenel simetrik

axial eksenel

axial load on fuel yakıttaki eksenel yük

axis eksen

axis of symmetry simetri ekseni

b-scan b-tarama, b-ekranı

back flushing geri yıkama

back reflection geri yansıma

back scatter geri saçılma

back scattered geri saçılmış

Page 20: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

back-end son kısım

back-end of nuclear fuel cycle nükleer yakıt çevriminin son kısmı

back-scattering geri saçılma

back-seat oturma yüzeyleri

back-up yedek

back-up water takviye su

background count doğal sayım

background radiation çevre radyasyonu ,background radyasyon,doğal ışınım

bad geometry kötü geometri

balance denge

ball mill bilyalı değirmen

ball valve toplu vana

ballooning şişme

banked position mode kademeli çalışma durumu

bar çubuk

bare çıplak

barium baryum (Ba)

barium concrete baryumlu beton,baryum veya baritli beton

barn barn (10exp-24 cm2)

Page 21: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

barrier engel

barytes concrete shielding baritli beton zırh

base taban

base current baz akımı

base-line baz hattı

base-line restorer baz hattını yenileyici

baseline taban seviye

batch yığın

batch data yığın verisi

batch irradiator kesikli ışınlayıcı

batch loading yığın yüklemesi

battery batarya

baud baud

beaker beher

beam huzme,kiriş,ışın demeti,demet

beam angle demet açısı

beam axis demet ekseni

beam hole ışın çıkış deliği,huzme kanalı,ışın deliği

beam index demet indeksi

Page 22: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

beam overlap ışın bindirme

beam power ışın gücü

beam reactor nötron çıkış demetli reaktör

beam spread demet açılımı veya genişlemesi

beam tube huzme tübü

bearing rulman

bearing pad taşıma yastığı

beat vuru

becquerel becquerel, bekerel (Bq)

beginning of cycle çevrim başı

behaviour davranış

below körük

bend eğilme

berkelium berkelyum

beryllium berilyum (Be)

beta beta

beta particle beta parçacığı

beta radioactivity beta radyoaktivitesi

beta rays beta ışınları

Page 23: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

beta transformation beta dönüşümü

beta-decay beta bozunumu

beta-ray beta ışını

beta-spectrometer beta spektrometresi

betatron betation (elektron hızlandırıcı)

bi-directional çift yönlü

bias current önakım

bid teklif

bilateral irradiation ikiyönden ışınlama

bilister kabarcık

bill fatura

binary ikili

binary mixture ikili karışım

binary scaler ikili ölçer

binder bağlayıcı

binding bağlanma

binding energy bağlanma enerjisi

binomial iki terimli

binomial distribution iki terimli dağılımı

Page 24: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

biokinetic biyokinetik

biological concentration biyolojik konsantrasyon

biological dose biyolojik doz

biological half life biyolojik yarılanma süresi,biyolojik yarı-ömür

biological indicator biyolojik belirteç

biological protection biyolojik korunma

biological shield biyolojik zırh

BIPM see SI

bipolar field iki kutuplu alan

bird cage bölünebilir madde taşıma kabı

bisector açıortay

bismuth bizmut (Bi)

bistable iki konumu kararlı

bituminization bitümleşme,ziftleme,asfaltlama,bitükleştirme

bivalent iki değerlikli

black siyah

black light siyah ışık

blade-type bıçak uçlu

blank boşluk

Page 25: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

blank solution boş çözelti

blanket fertil tabaka,örtü,blanket

blanking parça çıkartma

blast furnace maden eritme ocağı

blending harmanlama, karıştırma

block öbek

block code öbek kod

block point durdurma noktası

blockage tıkanma

blocking çevreleme

blocking medium çevreleme malzemesi

blocking or masking çevreleme veya maskeleme

blood dyscrasia kan bozukluğu

blowdown boşalma

body esas yapı,kurul

body burden vücut yükü

bohr atom model bohr atom modeli

boil off kaynayıp bitmek

boiler kaynar kazan

Page 26: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

boiling kaynama

boiling water reactor kaynar sulu reaktör

boltzmann equation boltzman denklemi

bombardment bombardıman

bond bağlanma,bağ

bone marrow kemik iliği

bone seeker kemikte tutulan

bonnet kapak

book inventory defter envanteri

booster element aşırı reaktif yakıt elemanı,güç tırmandırıcı eleman

bore kovan

boron bor (B)

boron system boron sistemi

bottom taban

bottom echo taban yankısı

bound-atom cross section bağlı atom tesir kesiti

boundary sınır

boundary condition sınır koşulu,sınır şartları

boundary element method sınır eleman yöntemi

Page 27: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

boundary value sınır değeri

boundry echo sınır yankısı

bowing bükülme

bowing test eğme testi

brach teraphy sonradan yükleme tekniği

brachytheraphy kısa mesafe tedavisi,brakiterapi, radyoaktiviteyle noktasal tedavi

bracket kulak

bragg angle bragg açısı

branch dal

branching dallanma

branching fraction dallanma kesri

branching ratio dallanma oranı

braze lehimleme

brazing lehimleme

breach kırık, gedik,ihlal

break kırık

breakdown kırılım

breeder çoklu dönüştürücü,üretken

breeder reactor üretken reaktör

Page 28: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

breeding üretim,üreme, çoğalma

breeding gain üretme kazancı

breeding ratio üretme oranı

breit wigner formula breit wigner formülü, breit-wigner eşitliği

bremsstrahlung bremsstrahlung,frenleme ışınımı,frenleme radyasyonu

brightness parlaklık

brittle kırılgan

brittle fracture gevrek kırılma

broad beam yayvan ışın demeti,geniş demet

broad beam conditions geniş demet şartları

broadcast yayın

broadened genişletilmiş

bromine brom

bubble kabarcık

bubble chamber kabarcık odası

bubbler sıvı temas düzeneği

bucking coil ters bobin

buckling akıbüküm,büküm

buff perdah

Page 29: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

buffer ayırıcı,tampon

buffer solution tampon çözelti

buffer zone tampon bölge

build-up artış, takviye, yığılma , inşa etme

build-up factor büyüme faktörü, artış faktörü, çoğalma faktörü, radyasyon birikim

faktörü,yığılma etkeni

built-in reactivity yedek reaktiflik

bulk yığın, kütle

bulk concentration kütlesel derişim

bulk density yığın yoğunluğu,kütlesel yoğunluk,yığma yoğunluğu

bulk irradiator yığın ışınlayıcı

bundle demet

bundle end flux peaking demet ucu akı yükselmesi

bundle extremities demet uçları

burial ground radyoaktif made mezarlığı,radyoaktivite gömme yeri (radyoaktivite mezarlığı)

burn out fuel yanmış yakıtlar

burn up yanma,yanma oranı

burn-up fraction yanma kesri

burnable poison tüketilebilen zehir,yanabilen zehir,yanabilir zehir, tükenebilir reaktör zehiri,

nötron yutucu

Page 30: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

burner reactor yakıcı reaktör

burnout yanma, tükenme

burnout heat flux kavrulma ısı akısı

burnout point tükenme noktası,kavrulma noktası

burnout ratio kavrulma oranı

burst patlama

burst of neutrons nötronların püskürmesi

bursting pressure patlama basıncı

bus bar bara

butt welding uçuca kaynak

by-pass yan geçiş,baypas

by-pass valve baypas vanası

by-product yan ürün

c-scan c-tarama, c-ekranı

cadmium kadmiyum (Cd)

cadmium ratio kadmiyum oranı

calandria kalandriya

calcination kavurma

calcium kalsiyum (Ca)

Page 31: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

calibrate kalibrasyon

calibration ayarlama,kalibrasyon

calibration block kalibrasyon bloğu

calibration curve ayar eğrisi

calibration standarts kalibrasyon standartları

californium kaliforniyum (Cf)

calorimeter kalorimetre

campaign kampanya

can metal kap

cancer kanser

canning material kılıf malzemesi

capability yetenek,yeteneklilik

capable fault yetkin fay

capacitance sığa,kapasitans

capacitive sığal

capacitor kapasite, sığa

capacity sığa, kapasite

capillary kılcal

capture yakalama,kapma

Page 32: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

capture cross section kapma tesir kesiti,yakalama kesiti

capture gamma radiation kapma gama ışını,yakalama gama

ışınımı

capture parent yakalanan ön çekirdek

capure cross-section yakalama tesir kesiti

carbon karbon (C)

carbon cycle karbon çevrimi

carcinogenic kanser yapabilen

carcinoma epitel hücre kanseri

carier taşıyıcı

carlson sn method carlson sn yöntemi

carrer free taşıyıcısız

carrier taşıyıcı

carrier fluid taşıyıcı sıvı

carrier wave taşıyıcı dalga

carry elde

carsinojen kansere neden olan

cartridge kovan

cascade kaskat, çoklu kat,ardarda

Page 33: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

cascade separation kademeli ayırma

casing muhafaza

cask kask,zırhlı taşıma kabı

casking macunlama

casking compound macun bileşimi

cassette kaset

cast iron dökme demir

cat bilgisayarlı eksenel tomografi

cat scanner bilgi işlemli tomografi tarayıcısı

cataract katarakt

categories of waste atık kategorileri

cathode katot

cathode rays katot ışınları

cation katyon

cave oyuk

cavitation boşluk oluşumu, kavitasyon

cavity boşluk,oyuk

cell hücre,küvet

cell correction factor hücre düzeltme çarpanı

Page 34: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

cement çimento

cementation çimentolama,betonlaştırma,betonlama

cent sent

center of mass kütle merkezi

centerless grinder puntasız taşlama tezgahı

centerline merkez çizgisi

central void diameter merkezi boşluk çapı

centricity merkezlilik

centrifugal force merkezkaç kuvvet

centrifuge merkezkaç

ceramic seramik

ceramic fuel seramik yakıt

ceramography seromagrafi

cerenkov radiation cerenkov ışıması,cerenkov radyasyonu

cerium seryum

cermet fuel sermet yakıt

cerrous sulphate dose meter serro sülfat doz ölçer

certification belge verme

cesium sezyum (Cs)

Page 35: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

chain zincir

chain fission yield zincirleme fisyon ürünü

chain reaction zincir reaksiyonu,birbirine bağlı tepkime,

chamber oda

champher pah

chance coincidence rastgele eşzamanlı

channel kanal, oluk

chapter bölüm

character karakter, ıra

characteristic ayırt edici özellik,özgün,özellik,karakteristik

characteristic curve özeğri,karakteristik eğri

characteristic equation ırasal denklem

characteristic impedance karakteristik empedans

characteristic radiation karakteristik radyasyon

characteristic value karakteristik değer

characteristic x-ray transitions karakteristik x-ışını geçişi

characteristic x-rays karakteristik x-ışınları

characterization özellik belirleme

charge yük,yükleme

Page 36: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

charge exchange yük değişimi

charged particle yüklü parçacık,yüklü tanecik

chart of the nuclides nüklit kartı

check sağlamak

check valve tek yönlü akış sağlıyan vana(çekvalf)

chemical chimming kimyasal dengeleme

chemical composition kimyasal bileşim

chemical exchange kimyasal yerdeğişme,kimyasal değişim

chemical fog kimyasal sis

chemical processing reactor kimyasal işlem reaktörü

chemical protector kimyasal koruyucu

chemical purity kimyasal saflık

chemical shim control kimyasal kontrol

chemical shimming kimyasal ayıklama,kimyasal dengeleme

chemiluminescence kimyasal ışıldama

chemonuclear nükleer kimyasal

chemonuclear reactor nükleer kimyasal reaktör

cherenkov radiation cherenkov ışınları

chiller soğutucu

Page 37: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

chip yonga, kırmık,çapak

chlorine (Cl) klor

chop and leach kesme ve çözme

chopper kesici,kıyıcı

chopper spectrometer kesici izge ölçer

chromatograghy bileşik ayırma,kromatograf(i),bileşik ayırıcı

chronic exposure uzun süreli ışınlanma,süreklı (kronik) ışınlanma

chute boşaltma oluğu

circuit devre

circuit breaker devre kesici

circuit diagram devre diyagramı

circuit, anticoincidence/Coincidence devre, eşleniksiz/eşlenik

circular dairesel

circular field dairesel alan

circulating-fuel reactor sıvı yakıt devirli reaktör

circumferential çevresel

clad zarf

cladding zarflama,zarf,zarflama işlemi

clamp kelepçe

Page 38: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

classification sınıflandırma

clay kil

clean (reactor) temiz (reaktör)

cleaner temizleyici

cleanliness temizlik

clearance temizleme, serbest bırakma

clearance levels serbest bırakma düzeylerı

clearence aralık

clearing time şeffaflaştırma süresi

clinical kliniksel

closed cooling water system kapalı devre soğutma suyu sistemi

closed shell kapalı kabuk

closure kapanma,kapatma

cloud chamber sis odası

cluster demet

co-milling beraber öğütme

co-operate işbirliği

co-precipitation beraber çöktürme

coalescense birleşme, kaynaşma

Page 39: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

coarse control element kaba ayar kontrol elemanı

coarsening kabalaşma

coast down yavaşlıyarak durma

coated kaplanmış

coated particle kaplanmış parçacık

coater kaplayıcı

coating kaplama

coating thickness kaplama kalınlğı

coaxial cable eşeksenli kablo

cobalt (Co) kobalt

cobalt source kobalt kaynağı

code kod,teknik yönetmelik

codex alimentarius uluslararası gıda standartları

coefficient molar etinksiyon katsayısı, molar soğurma,katsayı

coenergy tümlererk

coercive force zorlayıcı kuvvet

coherence bağdaşıklık

coherent bağdaşık

coherent scattering koherent saçılma

Page 40: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

coherent scattering cross section koherent saçılma tesir kesiti

cohesion energy yapışma enerjisi

cohesive forces kohezyon kuvvetleri

cohorent scattering cross section eşel saçılma kesiti

coil sargı,sargı

coil method bobin yöntemi

coil size bobin büyüklüğü

coil spacing bobin açıklığı

coincidence çakışma,aynı anda olma, raslaşma

coincidence delay gecikmiş raslaşma

cold leg soğuk ayak

cold neutron source soğuk nötron kaynağı

cold pressing soğuk presleme

cold rolling soğuk haddeleme

cold shutdown soğuk durdurma

cold trap soğuk tuzak

cold trip soğuk devreden çıkma

cold-pressed soğuk preslenmiş

cold-working soğuk işleme

Page 41: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

collapsible cladding gevşek zarf

collapsible sheath (clad) çökebilir zarf

collapsing çökme

collective dose toplum dozu

collective dose equivalent kollektif doz,toplam eşdeğer doz,

toplam doz eşdeğeri

collective effective dose toplum etkin dozu

collector toplayıcı

collet fırça elektrod

colliding beam çarpışan demet

collimate ışınları ayarlama

collimated scintillator yönlendirilmiş pırıldayıcı

collimation kolimasyon,boyutlandırma

collimator kolimatör,ışın ayarlayıcı

collision çarpışma

collision cross-section çarpışma tesir kesiti

collision density çarpışma yoğunluğu

collision probability çarpışma ihtimali

colloidal kolloidal

Page 42: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

colour radiography renkli radyografi

column sütun

column, thermal ısıl, kolon

columnar çubuksu

combination kombinasyon

comitted effective equavalent dose yüklenen etkin eşdeğer doz

comment yorum

commisioning hizmete alma,işletmeye alma

committed dose yüklenmiş doz

committed effective dose yüklenmiş etkin doz

committed effective dose equivalent yüklenen etkin eşdeğer

doz,yüklenmiş etkin eşdeğer doz

committed equivalent dose yüklenmiş eşdeğer doz

communication iletişim

compact tıkız

compacting sıkıştırma,biçimlendirme

compaction sıkıştırma

comparative readout karşılaştırmalı okuma

comparative system karşılaştırmalı sistem

Page 43: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

comparator karşılaştırıcı

compatibility uyarlık,uyumluluk

compatible uyumlu

compensation telafi

compile derlemek

compiler derleyici

complex karmaşık

complex compound kompleks bileşik

complexity karmaşıklık

component bileşen

composed bileşik

composition bileşim

compound bileşik

compound nucleus bileşik çekirdek

compress sıkıştırma

compressional wave basınç dalgası

compton continuoum kompton bölgesi

compton edge compton kenarı

compton effect compton etkisi,compton olayı

Page 44: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

compton electron compton elektronu

compton scatter compton saçınımı

compton scattering compton saçılması, compton saçılımı

compton shift compton kayması

compton wave length compton dalga boyu

computer bilgisayar

computerized axial tomography bilgi işlemli tomografi,bilgisayarlı

eksenel tomografi

concentrate konsantre

concentration yoğunluk,konsantrasyon

concentration processes yoğunluk arttırma işlemleri

concentric eşmerkezli

concept kavram

concession standard dışı izin

condensate yoğuşma

condensation pool yoğuşturma havuzu

condensation system yoğuşturma sistemi

condense yoğunlaştırma, yoğuşma

condenser yoğunlaştırıcı,yoğuşturucu

Page 45: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

condenser R-meter yoğunlaştırıcı R-metre

condition şart

conditioner şartlandırıcı

conditioning of radioactive waste radyoaktif artık koşullandırılması

,radyoaktif atıkların hazırlanması

conduction iletim

conductivity iletkenlik

conductor iletken

confidence güvenilirlik

confidence level güven düzeyi

confidence level, see confidence probability

confidence limit güvenirlik sınırı,güven sınırları

confidence probability or confidence level güven olasılığı veya güven düzeyi

configuration görünüm,konfigürasyon

confinement sıkıştırma

conformance uygunluk

conical konik

connect bağlamak

connection bağlantı

Page 46: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

connector bağlayıcı

consantration factor biriktirme katsayısı

conservation of mass-energy kütle/enerji korunumu

conservative tutucu

conserving neutron nötron tasarrufu

constant değişmez,sabit

constant potential circuit sabit potansiyel devresi

constituent bileşen

constraint sınırlama

construction inşaat,yapım

consumer products tüketici ürünleri

contack pads temas blokları

contact temas,değme

contact inspection temas tekniği ile muayene

contact microradiography temas radyografisi

contact scanning temaslı tarama

container muhafaza kabı,taşıma kabı

containment emniyet kabı,koruma kabı,dış koruma kabı

containment building emniyet kabı binası

Page 47: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

containment vessel instruments emniyet kabı aygıtları

containment vessel spray system emniyet kabı sprey sistemi

contamination bulaşma,bulaşıklık,kirlenme,kirlilik, radyoaktif kirlilik

contast medium kontrast ortamı

content içerik

continuity süreklilik

continuous method sürekli yöntem

continuous spectrum sürekli spektrum

continuous wave sürekli veya devamlı dalga

contract sözleşme

contractor evaluation müteahhit değerlendirmesi

contrast kontrast

contrast sensitivity kontrast hassasiyeti

contribution katkı

control kontrol,denetim

control board kontrol paneli

control chart kontrol grafiği

control drive kontrol mekanizması,kontrol sürücüsü

control echo kontrol yankısı

Page 48: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

control element kontrol elemanı

control fuel element kontrol yakıt elemanı

control independence kontrol bağımsızlığı

control limits kontrol sınırları

control member kontrol elemanı

control poison kontrol zehri

control rod kontrol çubuğu

control rod drive kontrol çubuğu sürgüsü

control rod drive housing kontrol çubuğu sürgü yuvası

control rod operation kontrol çubuğu hareketleri

control rod pattern kontrol çubuğu düzeni

control rod worth kontrol çubuğu değeri

control room kontrol odası

control valve kontrol vanası

controlled area denetimli bölge,denetimli (kontrollu( alan

controlled area floor drain system kontrollu bölge zemin drenaj

sistemi

controlled leakage drain system kontrollu kaçak drenaj sistemi

controlled Process kontrol edilmiş işlem

Page 49: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

controller kontrol edici,denetleyici

convective iletimli

conventional alışılagelmiş,konvansiyonel

conventional flux density saniyede 2200 metre akı

yoğunluğu

convergence yakınsama

convergence point kesişim noktası

conversion dönüşüm,dönüştürme

conversion efficiency or conversion ratio dönüşüm verimi veya dönüşüm

oranı

conversion plant dönüştürme tesisi

conversion plants dönüştürme tesisi/tesisleri

conversion ratio dönüştürme oranı

converter tekli dönüştürücü,değiştirici, çevirici,dönüştürücü

converter reactor dönüştürücü reaktör,çevirici reaktör

convertion ratio dönüştürme oranı.

conveyor speed, irradiator taşıyıcı hızı, ışınlayıcı

conveyor time cycle ışınlama süresi (taşıyıcılı ışınlayıcıda) kalma süresi

cool down sıcaklığını düşürme

coolant soğutucu

Page 50: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

coolant circuit soğutma devresi

coolant ingress soğutucunun içe

coolant water soğutma suyu

cooling soğutma

cooling pool soğutma havuzu

cooling systems control soğutma sistemleri kontrolu

cooling systems instrumentation soğutma sistemleri donanımı

cooling water soğutma suyu

cooling, radioactive radyoaktif soğuma

cooperation işbirliği

copper (Cu) bakır

core kor, kalp

core conversion kor dönüştürme, kalp dönüştürme

core stand-by cooling systems emre hazır kor (kalp) soğutma

sistemleri

corner effect köşe etkisi veya yansıtması

corpuscle kan hücresi

corrective düzeltici

corrective action düzeltici tedbir

Page 51: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

correlation bağlantı, ilişki,eşilişki

correspondence principle karşıtlık prensibi

corrosion korozyon

corrosion resistance korozyon direnci

cosmic radiation kozmik ışınım

cosmic rays kozmik ışınlar

cost-free masrafsız

coulomb barrier coulomb engeli

coulomb force coulomb kuvveti

count sayım

counter sayıcı,sayaç

counter range sayaç bölgesi

counter tube sayıcı tübü

counting sayım

counting loss sayım kaybı

counting rate sayım hızı

counting rate meter sayım hızı ölçer

couplant temas maddesi

coupling kuplaj, temas

Page 52: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

coupling constant bağlanma sabiti

coupling film temas sıvısı filmi

covered kapalı

cow radyoizotop üreteci

crack çatlak

crack formation çatlak oluşumu

crack growth çatlak büyümesi

cradle kaide

creep eskime,sürünme

crevice gedik,oyukcuk

crisis kriz

criter ölçüt

critical kritik,kritik ortam

critical angle kritik açı

critical assembly kritik düzen

critical equation kritik denklem

critical experiment kritik deney

critical failure kritik kusur

critical flow phenomena kritik akış olayı

Page 53: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

critical group kritik grup

critical heat flux kritik ısı akısı

critical heat flux ratio kritik ısı akısı oranı

critical mass kritik kütle

critical mass/size kritik kütle/boyut

critical size kritik büyüklük,kritik boyut

critical volume kritik hacim

criticality kritiklik,kritikalite

criticality factor kritiklik katsayısı

cross check çapraz sağlama

cross drilled hole çapraz açılmış delik

cross links çapraz bağlantılar

cross section etkin kesit,kesit, tesir kesidi

cross section, capture etki kesiti, yakalama

cross talk çapraz konuşum,kaçak sinyal

crust kabuk

crystal kristal

crystal array kristal grubu

crystal backing sönümleme bloku

Page 54: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

crystal effects kristal etkileri

crystal lattice kristal ağı (kafesi)

crystal loading kristal yükü

crystal spectrometer kristal spektrometre

crystalline kristal yapılı, kristalsi

crystallite billurcuk

crystallization kristalleştirme

crystallography kristalbilim

cumulative toplamsal

cumulative absorbed dose birikmiş soğurulan doz

cumulative dose biriken doz, birikmiş doz

cumulative fission yield birikmiş fisyon verimi

curcuit devre

cured pişirilmiş

curie curie, 1 Ci = 3.7 X 1010 Bq

curie point curie noktası

curietherapy curie tedavisi

curium (Cm) küryum,curium

current akım

Page 55: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

current density akım yoğunluğu

current flow method akım geçirme yöntemi

current induction method akım indükleme yöntemi

current source akım kaynağı

current tube shutter tüp

cursor işaretleyici, kürsör

curvature eğrilik

curve eğri

curved crystal eğri kristal

customer müşteri,satın alan

cut-off kesme,kesim

cut-off frequency kesim frekansı

cut-surface kesik yüzey

cutoff energy kesme enerjisi

cutting kesme

cycle çevrim

cycle time devir zamanı

cyclic çevrimsel

cyclic irradiation dönüşümlü ışınlama

Page 56: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

cycling çevrim

cyclotron siklotron (hızlandırıcı)

cylindrical silindirik

cylindrical reflector silindirik yansıtıcı

d-scan d-tarama, d-ekranı

d.c. amplifier doğru akım yükselteçi

d.c. restoration doğru bileşeni yenileme

d.c. restorer doğru bileşeni yenileyici

damaged hasarlı

damping sönümleme

dancoff correction dancoff düzeltmesi

danger coefficient tehlike katsayısı

dash-pot amortisör

data veri, bilgi

data base bilgi yığını

data base structure bilgi yığını yapısı

data collection bilgi toplama

data communication bilgi iletişim

data conversion bilgi çevirme

Page 57: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

data division bilgi bölümü

data evaluation veri değerlendirme

data gathering bilgi toplama

data group bilgi takımı

data management bilgi denetimi

data processing bilgi işlem

data receive bilgi alma

data send bilgi gönderme

daughter kız (parçalanma ürünü),ürün

daughter isotope kız izotop

de broglie relation de broglie bağıntısı

de-ionization iyonsuzlaştırma,iyonlaşmayı giderme

dead magnetization mıknatıslık

dead time ölü zaman

dead zone ölü bölge

debris moloz

debye length debye uzunluğu

decay bozunma,bozunum

decay chain bozunma zinciri

Page 58: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

decay constant bozunma/bozunum sabiti,bozunum değişmezi

decay curve bozunma eğrisi

decay heat bozunma ısısı

decay parent bozunan ön çekirdek

decay product bozunma ürünü

decay scheme bozunma teması

decay surve/product bozulma eğrisi/ürünü

decaylaw, radioactive bozunum yasası, radyoaktif

decibel (db) desibel

decoder kod çözücü

decommissioning hizmetten çıkartma

decompression gevşetme

decontamination bulaşmayı giderme,bulaşıklığın giderilmesi, radyoaktif kirliliğin temizlenmesi

decontamination factor temizleme faktörü,arıtma faktörü

dedector efficiency algılayıcı verimi

dedector, gas flow radiation gaz geçişli ışınım algılayıcı

dedector, leak (leakage) kaçak algılayıcı

dedector, scintillation pırıldama algılayıcı

dedector, spark kıvılcım algılayıcı

Page 59: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

deep geological repository derin jeolojik depo

deep well injection derin kuyu enjeksiyonu

default ilk değeri

defect kusur, arıza

defect detection sensitivity hata belirleme hassasiyeti

defect resolution hata ayırma gücü

defective kusurlu

defence in depth derinlemesine korunma

deficient eksiklik

definition netlik

deflection sapma

deformation şekil bozukluğu

degraded spectrum alçalmış spektrum (enerjice)

degree of inspection muayene derecesi

deionization iyonlaşmayı giderme

delay tank geciktirme tankı

delay unit geciktirici eleman

delayed coincidence geciktirilmiş eşzamanlı

delayed critical gecikmiş kritik

Page 60: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

delayed neutron geciktirilmiş nötron,gecikmiş nötron

delayed neutron fraction gecikmiş nötron kesri,gecikmiş

nötron oranı

delayed neutrons gecikmiş nötronlar

delayed sweep geciktirme aralığı

delta ray delta ışını

delta-function delta fonksiyonu

delta-function response delta fonksiyonu yanıtı

demagnetization mıknatıslığı yok etmek

demister sis yok edici (buğu ayırıcı)

demodulation demodülasyon

demonstration tanıtma

demonstration reactor gösteri reaktörü

demountable sökülebilir

densification yoğunlaşma

densify yoğunlaşma

densitometer densitometre (yoğunluk ölçer)

density yoğunluk

density gauge (density meter) yoğunluk ölçer

Page 61: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

density thickness see mass per unit area

departure from nucleate boiling çekirdek kaynamasından

uzaklaşma, çekirdekli kaynamadan sapma,kaynama krizi

depleted material tüketilmiş malzeme

depleted uranium fakirleştirilmiş uranyum,tüketılmış uranyum

depletion tüketim,fakirleşme

depolymerization depolimerileatirme

deposit tortu,yatak (madencilik)

deposition kireçlenme

depressurization basınç azaltma

depth dose derinlemesine doz,derin doz

depth of penetration nüfuziyet derinliği

depth scan derinliğine tarama

depuration temizlenme

derived air concentration türetilmiş hava konsantrasyonu,

türetilmiş hava derişimi

derived dose limits türetilmiş doz limitleri

derived limit türetilmiş limit,türetilmiş sınır

desiccative kurutucu

desiccator kurutma cihazı

Page 62: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

design tasarım

design basis acciden tasarıma esas alınan kaza,tasarıma esas kaza

design basis for external enent dış olaylar için tasarım

esasları,tasarıma esas olan dış olaylar

design basis natural events tasarıma esas alınan doğal

olaylar,tasarıma esas doğal olaylar

design review tasarımın gözden geçirilmesi

designer tasarımcı

destructive tahribatlı

detection tesbit etme,algılama, bulma,tanıma

detection limit ölçülebilen en küçük değer,ölçme/dedeksiyon sınırı

detector dedektör,algılayıcı

detector efficiency dedektör verimi,algılayıcı verimi

detector, radiation radyasyon dedektörü

deterioration bozulma

determination tayin etme

deterministic effects of radiation bkz. radyasyonun eşıklı etkileri

detriment hasar

deuterium (d) döteryum

deuteron (d) döteron,döteryum

Page 63: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

development geliştirme,gelişme

deviation sapma

deviation permit sapma izni

device alet,cihaz

diagram çizenek,diyagram

diamagnetic diyamagnetik

diameter çap

diaphragm diyafram

dichro fog iki renkli sis

die kalıp

dielectric dielektrik

diesel-backed system dizel destekli sistem

difference fark

difference amplifier farksal yükselteç

differential diferansiyel, ayrılmış

differential cross section diferansiyel tesir

kesiti,diferansiyel kesit, ayrımsal tesir kesiti

differential discriminator farksal ayırt edici

differential energy flux density diferansiyel enerji akı yoğunluğu

Page 64: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

differential particle flux density diferansiyel parçacık akı yoğunluıu

differentiated ayrılmış

differentiator türev devresi

diffraction mottle kırınım beneklenmesi

diffractometer difraktometre

diffuse indication yayılma belirtileri

diffuser yayıcı

diffusion yayılma,difüzyon,yayınım,yayınma

diffusion area difüzyon alanı

diffusion coefficient difüzyon katsayısı

diffusion cooling difüzyonla soğuma

diffusion equation difüzyon denklemi

diffusion heating difüzyonla ısınma

diffusion length difüzyon uzunluğu

diffusion theory difüzyon teorisi

diffusion time yayınma zamanı

digital sayısal,dijital

digital voltmeter dijital voltmetre

dilution factor sulandırma faktörü

Page 65: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

dimension boyut

dimensional stability boyutsal kararlılık

direct current doğru akım

direct fission yield doğrudan fisyon verimi

direct radiation doğrudan radyasyon

direct-access doğrudan erişimli

direct-cycle reactor doğrudan çevrimli reaktör

direction, one-or two see irradiator

directional dose equivalent yönlü doz eşdeğeri

directional sensitivity yönsel duyarlık

directly ionizing particle doğrudan iyonlayıcı parçacık

directly ioznizing particles doğrudan iyonlaştırıcı tanecikler

disadvantage factor dezavantaj faktörü,dezavantaj katsayısı

disadvantages sakıncalar

disassembly demontaj

discharge boşalma,boşaltma

discharge bloking valve deşarj önleme vanası

discontinuity kesiklilik,süreksizlik

discrimination ayırtetme

Page 66: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

discriminator ayırımcı,ayırt edici

discriminator curve ayırtetme eğrisi

discriminator threshold value ayırtetme eşik değeri

discriminator, pulse height ayırıcı, puls-yüksekliği

dish oyukluk

disinfestation dezenfestasyon (radyasyonla)

disintegration parçalanma,bozunma,ayrışma

disintegration constant bozunma sabiti,parçalanma sabiti

disintegration energy(q) bozunma enerjisi,parçalama

enerjisi

disintegration rate parçalanma hızı,bozunma hızı

disintegration, nuclear bozulma, nükleer

dislocation yerinden ayrılma, çıkık,dağılma

dismantled sökülmüş

disordering yeniden sıralanma

dispersion angle ayırma açısı

dispersion fuel dispersiyonlu yakıt,dispersiyon yakıt

dispersive medium hızı frekansla değiştiren ortam

displacement yer değiştirme

Page 67: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

display gösterge,ekran, gösterim

disposal depolama,son depolama

disposition çözüm kararı

disqualify diskalifiye

distance mesafe

distibution dağıtım

distilled destile

distilled water saf su

distortion bozulma

distribution factor dağılma faktörü

disturbance düzeni bozma

divergence sapma, ıraksama

divergence of fluid sıvının dağılışı

divergent reaction ıraksak tepkime

divertor saptırıcı

dna lesion dna lezyonu

document belge

documentation dökümantasyon,belgelendirme

documented belgeli

Page 68: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

dog boning yakıt uçlarında kemik şeklindeki oluşum

dome kubbe

domestic yerli

dominant baskın

donor level verici düzeyi

doppler broadening doppler genişlemesi

doppler coefficient doppler katsayısı

doppler effect doppler etkisi,doppler olayı

doppler shift doppler kayması

doppler-averaged cross section doppler ortalamalı tesir kesiti

dose doz

dose commitment doz yükü

dose constraint doz tahtidi (sınırlaması)

dose distribution doz dağılımı

dose equivalent doz eşdeğeri,eşdeğer doz

dose equivalent index doz eşdeğeri indisi

dose equivalent indices eşdeğer doz indisleri

dose equivalent rate eşdeğer doz hızı,eşdeğer doz şiddeti

dose limits doz limitleri,doz sınırları

Page 69: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

dose meter doz ölçer

dose meter probe sondalı doz ölçer

dose rate see absorbed dose rate

dose rate meter doz hızı ölçer

dose recipient doz alan

dose uniformity see uniformity ratio

dose-effect curve doz-etki eğrisi

dose-effect relation doz-etki bağıntısı

dosemeter dozimetre,dozmetre,doz sayacı,doz ölçer

dosimetry doz ölçümü,doz ölçme

double crystal probe çift kristalli prob

double ended break iki uçlu kırık

double probe technique çift prob tekniği

double spherical harmonics method çift küresel harmonikler metodu

double-sided çift taraflı

doublet çift çizgi

doubling time iki kat zamanı,ikileme zamanı

downcomer aşağı indirici

downstream akışaşağı (akış yönünde)

Page 70: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

drag sürükleme

drain direnaj

drain nozzle direnaj lülesi

drawings teknik resim

dried kurutulmuş

drier kurutucu

drift kayma,sürüklenme

drill matkap

drive sürgü

drive housing sürgü yuvası

driven flow sürüklenen akış

driver sürücü

driver fuel besleyici yakıt

driver zone besleyici bölge

driving flow sürükleyen akış

driving-force itici güç

drop damla

dropping funnel damlatma hunisi

dry kuru

Page 71: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

dry containment kuru emniyet kabı

dry irradiation facility kuru ışınlama düzeneği

dry method kuru yöntem

dry out buharlaşıp kurumak

dry powder kuru toz

drying kurutma

dryout kuruluk

drypatch kuru bölge

drywell kuru kuyu

dual search unit (twin probe) çift kristalli prob

dual-cycle reactor çift çevrimli reaktör

dual-facus tube çift odaklı tüp

dual-focus tube çift odaklı tüp

dublex-wire image quality indicator çift telli görüntü kalite

duct dehliz

ductile sünek, şekil verilebilir

ductility süneklik

dummy assembly boş düzenek

dummy element boş eleman

Page 72: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

dump blocking indirmeyi önleme

dump valve indirim vanası

dumping indirim

duncoff factor duncoff faktörü

duplex-wire image quality indicators çift telli görüntü kalite

göstergeleri

duration time kalma zamanı

dwell time ışınlama süresi (shuffle-dwell ışınlayıcıda)

dynamic dinamik

dynamic radiogaphy dinamik radyografi

dynamic range dinamik bölge

dysprosium (dy) disprosyum

earthquake magnitude deprem genliği,depremin

büyüklüğü

ebedding katı artıkların hareketsizleştirilmesi

echo yankı (eko)

ective cadmium cutoff kadmiyum kesme enerjisi

eddy current testing girdap akımları testi

eddy currents girdap akımları

edge kenar

Page 73: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

edge effect kenar etkisi

edit düzeltme

efective depth of penetration etkin nüfuziyet derinliği

effect etki

effective atomic wright etkin atom ağırlığı

effective cross-section etkin tesir kesiti

effective delayed neutron fraction etkin gecikmiş nötron kesri

effective dose etkin doz

effective dose equivalent etkın doz eşdeğeri,etkin eşdeğer

doz

effective dose equivalent commitment etkin doz eşdeğeri yükü,etkin

eşdeğer doz yükü

effective focus size etkin odak boyutu

effective gamma content etkin gama içeriği

effective half life etkin yarılanma süresi,etkin yarı ömür

effective kilogramme etkin kilogram

effective multiplication constant etkin çoğaltma sabiti

effective multiplication factor etkin çoğaltma çarpanı

effective permeability etkin permeabilite

effective range etkin aralık

Page 74: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

effective resonance integral etkin rezonans integrali

effectiveness etkinlik,bağıl biyolojik etkinlik

efficiency verim,verimlilik

efficiency (counters) verim (sayıcılarda)

efficient verimli

effluent, radioactive ışınır akışkan

eigenvalue özgün değer

einsteinium (es) einsteinium

eject fırlatmak

ejection püskürtme

elastic elastik

elastic collision esnek çarpışma

elastic scattering elastik çarpışma,esnek saçılma

elastic scattering cross section esnek saçılma tesir kesiti,esnek

saçılma kesiti

elastic scattering, see scattering electron elektron

elbow dirsek

electro-luminescence elektroluminesans

electro-magnetic elektromanyetik

Page 75: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

electrode elektrod

electrodeposition elektrolizle biriktirilme

electrolytic elektrolitik

electromagnet elektromagnet

electromagnetic radiation elektromagnetik radyasyon

electromagnetic testing elektromagnetik test

electromechanism elektromekanizma

electrometer elektrometre

electron elektron

electron accelerator elektron hızlandırıcısı

electron avalance elektron çığı

electron beam elektron ışını

electron binding energy elektron bağ enerjisi

electron capture (EC) elektron yakalanması,elektron yakalama

electron cloud elektron bulutu

electron equilibrium, also called charged-particle equilibrium elektron dengesi veya yüklü-

tanecik dengesi

electron orbit elektron yörüngesi

electron radiography elektron radyografisi

Page 76: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

electron specific charge elektron özgül yükü

electron volt (Ev) elektron volt (Ev)

electronaccelerator elektron hızlandırıcı

electronic electronik

electronic noise elektronik gürültü

electronics elektronik

elektromagnetic radiation elektromanyetik radyasyon

element eleman

element closure weld eleman kapatma kaynağı

elementary charge elemanter yük

elementary particle elemanter parçacık,temel parçacık

elongiation uzama

eluate sağım

eluation sağma

emergency tehlike durumu

emergency cooling systems tehlike durumu soğutma

sistemleri

emergency core cooling system tehlike durumu kalp soğutma

sistemi

emergency dose acil doz

Page 77: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

emergency exposure tehlike durumu ışınlanması

emergency plan tehlike durumu(uygulama),tehe

emission yayılma,yayınlanma,yayma,yayınım, bir yüzeyden yayılan ışınım

emission band yayınım bandı

emission of radiation ışınım yayılması

emission rate yayınım hızı

emission, gas gaz yayılması(çıkması)

emission,specific özgül yayınım

emissivity yayı (çıkarma) gücü

emitter yayıcı,yayınlayıcı,çıkarıcı

empirical mass formula ampirik kütle formülü

emulsion, nuclear emülsiyon, nükleer

encircling coil çevresel bobin

end cap tapa

end capping uç pullanması

end effect uç etkisi

end loads uç yükler

end of cycle çevrim sonu

end product son ürün

Page 78: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

end-window counter tube pencereli sayaç tübü

endoergic enerji alan

endothermic ısı alan

endplate uç plakası

endurance dayanım

energy enerji, erk

energy absorption coefficient enerji soğurma katsayısı

energy balance enerji dengesi

energy band enerji bandı

energy calibration enerji kalibrasyonu

energy conversion enerji dönüşümü

energy conversion efficiency enerji dönüşüm verimi

energy dependence enerjiye bağımlı

energy dispersive x-ray enerji ayırımlı x-ışını

energy dispersive xrf (edxrf) enerji ayırımlı xrf

energy fluence enerji integral akı

energy fluence rate enerji integral akı hızı

energy fluence, Error! Reference source not found. enerji akımı

Page 79: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

energy flux density, Error! Reference source not found., or energy fluence rate enerji akı

yoğunluğu

energy group enerji grubu

energy intensity enerji yeğinliği (şiddeti)

energy level enerji düzeyi

energy range enerji aralığı

energy resolution enerji çözünürlüğü,enerji algılanabilirliği

energy transfer enerji aktarımı

energy transfer coefficient enerji aktarım katsayısı

energy, excitation/ionizing/radiation

enerji,uyarma/iyonlaşma/radyasy

on

energy, internal iç enerji

energy, self öz enerji

energy, separation ayrılma enerjisi

engineering mühendislik

engineering safety features mühendislik güvenlik sistemleri

enhancemennt

enlargement radiography büyütme radyografisi

enriched zenginleştirilmiş

Page 80: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

enriched fuel zengin yakıt,zenginleştirilmiş yakıt

enriched material zenginleştirilmiş materyal

enriched uranium zenginleştirilmiş uranyum

enrichment zenginleştirme,zenginlik

enrichment plant zenginleştirme tesisleri,uranyum zenginleştirme tesisi

ens product son ürün

entrained droplets taşınan damlacıklar

entrance dose, surface dose giriş dozu, yüzeye giriş dozu

entrance surface dose yüzey giriş dozu

enviromental monitoring çevresel ölçümler

enviromental pollution çevre kirliliği

enviromental protection çevre koruma

environment çevre

environmental independence çevreden bağımsızlık

enzyme enzim

epicadmium kadmiyum ötesi

epicadmium nötronlar üst kadmiyum nötronlar

epicadmium resonance integral üst kadmiyum rezonans integrali

epicenter merkez üssü

Page 81: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

epidermis üst deri

epilation (depilation) kıl dökülmesi

epithelium epitel (örtü doku)

epithermal flux ılıküstü akı

epithermal neutrons ılıküstü nötronlar,üst termik nötronlar

epithermal reactor ılıküstü reaktör,üst reaktör

equiaxed eşeksenli

equilibrium denge

equilibrium core denge kalbi

equilibrium orbit denge yörüngesi

equilibrium, radioactive denge, radyoaktif

equipment ekipman,donanım,donatım,aygıt

equipment and floor drainage system donanım ve zemin drenaj sistemi

equipment drain tank donanım drenaj tankı

equivalent dose eşdeğer doz

equivalent penetrameter sensitivty eşdeğer penetremetre

equivalent radiation energy eşdeğer radyasyon enerjisi

erase silme

erase head silme kafası

Page 82: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

erbium (er) erbiyum

error hata

error probability hata olasılığı

erythema deride kızarma

erythrocyte alyuvar

escape peak kaçış tepesi, kaçış piki escape pik

estimated additional resources I muhtemel kaynaklar I

estimated additional resources II muhtemel kaynaklar II

eta factor eta faktörü

etching kimyasal aşındırma,dağlama

ethanol-chlorbenzene dose meter etanol-klorbenzen doz ölçeri

eugenics ırk ıslahı

europium (eu) öropyum

eutectic ötektik

evaporation buharlaşma,buharlaştırma

evaporator buharlaştırıcı

event tree olay ağacı

event tree analysis olay ağacı analizi

examination muayene

Page 83: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

excess oxygen fazla oksijen

excess reactivity fazla reaktiflik,reaktivite fazlası

excess resonance integral aşırı rezonans integrali

excitation uyarılma,uyartılma

excitation level uyarma düzeyi

excited level uyarılmış seviye

excited state uyarılmış durum(hal),uyarılmış seviye

exciton uyarılmış nükleon

exclusion hariç tutma ( dışarlama(

exclusion area dışarlama alanı

exclusion zone ayırım bölgesi

excretion boşaltım

excursion ani değişim

excursion power hızlı güç artışı

excursion reactor hızlı güç artış reaktörü

exemption muafıyet

exit dose çıkış dozu, yüzey çıkış dozu

exoergic enerji veren

exothermic ısı veren

Page 84: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

expander genleştirici

expansion genleşme

expansion ratio genleşme oranı

expantion genleşme

experience deneyim

experimental deneysel,denel

experimental hole deney deliği

experimental reactor deney reaktörü

explosion patlama

explosion limits patlama sınırları

exponential absorption üstel soğurma,üstel

yutma/soğurma

exponential assembly üstel düzenek

exponential decay üstel bozunum

exponential experiment üstel deney

exposing maruz kalma

exposure ışınlama,maruz bırakma,poz, ışınlanma exposure chart ışınlama çizelgesi/kartı

exposure fog density ışınlama sisi yoğunluğu

exposure rate, X ışınlanma hızı,ışınlama şiddeti

Page 85: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

exposure, background doğal ışınlanma

extended burnup ileri yanma

extended cooling uzun süre soğutma

extent büyüklük

external harici, dıştaki

external exposure dış ışınlanma

external irradiation dış ışınlanma

external standard dış standart

external zone dış bölge

extraction sıvıdan özütleme,çıkartma,ekstraksiyon

extraction agent çıkarıcı madde

extraction potential özütleme gerilimi

extractive çıkarıcı

extrapolated boundary dışarlanmış sınır

extrapolated length uzatılmış uzunluk

extrapolated range sona öngörülmüş erim,dışarlanmış erim

extrapolation sona öngörüm

extrapolation distance dışarlanmış uzaklık

extrinsic katkılı

Page 86: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

extruding vida zorlamalı basma

fabrication fabrikasyon,imalat, yapım

facility tesis,alt tesis

factor etken,çarpan

fading fading

fail başarısız

fail safe arıza durumunda güvenli,tam güvenli

failed element hatalı eleman,kusurlu eleman

failed fuel element hatalı yakıt elemanı

failure arıza,kusur,fiyasko

fall time iniş zamanı,düşme süresi

fall-out ışınım yağışı,serpinti,radyoaktif yağış

far field uzak alan

fast breeder hızlı üretken

fast breeder reactor hızlı-üretken reaktör

fast breeder reactors hızlı üretken reaktörler

fast fission hızlı nötronlarla bölünme,hızlı fisyon

fast fission factor hızlı fisyon katsayısı

fast flux hızlı akı

Page 87: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

fast neutron hızlı nötron

fast neutrons hızlı nötronlar

fast reactor hızlı reaktör

fatigue yorulma

fatigue limit malzeme yorgunluk sınırı

fault hata

fault tree hata ağacı

fault tree analysis hata ağaci analizi

faulted conditions hatalı şartlar

feather analysis feather analizi

features özellik

feedback geribesleme

feedwater besleme suyu

feedwater control system besleme suyu kontrol sistemi

feedwater control valves besleme suyu kontrol vanaları

feedwater lines besleme suyu hatları

feedwater pumps besleme suyu pompaları

feedwater system besleme suyu sistemi

fermi age fermi çağı

Page 88: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

fermi age equation fermi'nin yaş denklemi

fermi age theory fermi çağ kuramı,fermi'nin yaş teorisi

fermi level fermi seviyesi

fermium (fm) fermiyum,fermium

ferromagnetic ferromagnetik

ferrous sulphate dose meter see fricke dose

ferrous sulphate dosimetry demir sülfatla doz ölçümü

ferrous sulphate/cupric sulphate dose meter demir sülfat/bakır sülfat doz ölçeri

fertile üretken,doğurgan,fertil,verimli,

fertile material doğurgan madde,üretken madde

few-group cross-sections az gruplu tesir kesitleri

fick's law (reactor physics) fick kanunu (reaktör fiziği)

fidelity sadıklık

field effect transistor fet,alan etkili transistor

figure of merit değer katsayısı

fill factor dolgu faktörü

filling doldurma

filling gas doldurma gazı

film badge film doz ölçer,film dozimetresi

Page 89: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

film base film tabanı

film boiling film kaynaması

film contrast (or gradient) film kontrastı

film processing film banyosu

film speed film hızı

film unsharpness film yarıgölgesi

film viewing screen film inceleme ekranı

filter filtre,süzgeç

filtrate süzüntü

filtration süzme

final disposal son depolama

final safety analysis report son güvenlik analizi raporu

fine control element ınce ayar kontrol elemanı

fine control member ince ayar kontrol elemanı

fine regulating ince ayar

fine structure (reactor physics) ince yapı(reaktör fiziğ)

fine structure constant ince yapı değişmezi

finite difference method sonlu fark yöntemi

first collision probability ilk çarpışma olasılığı

Page 90: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

fissile bölünebilir,fisil

fissile material bölünebilir madde,fisil veya fisyon özellikli madde

fissile material inventory fisil madde envanteri

fission çekirdek bölünmesı,bölünme(fisyon),çekirdek fisyon,nükleer bölünme, fisyon

fission counter tube fisyon sayaç tübü

fission cross section bölünme kesiti,fisyon tesir kesiti,bölünme tesir kesiti fission energy bölünme

enerjisi

fission fragment fisyon parçası

fission fragments fisyon parçaları,bölünme parçaları

fission gas fisyon gazı

fission neutrons bölünme nötronları,fizyon nötronları

fission products bölünme ürünleri,fisyon ürünleri, nükleer bölünme ürünleri

fission spectrum bölünme izgesi,bölünme tayfı,fisyon spektrumu

fission width fisyon genişliği

fission yield bölünme verimi,fisyon verimi

fission, nuclear bölünme, nükleer

fissionable bölünebilir,fisyon yapabilen

fissium bölünmüş ve bölünebilir maddeler

fissure çizik

Page 91: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

fixing tespit

fized poison katı zehir

flange seal flanş contası

flanged joints flanşlı bağlantılar

flash magnetization ani mıknatıslama

flash radiography flaş radyografisi

flat bottomed hole düz tabanlı delik

flatness düzlük

flaw kusur

flaw sensitivity hata hassasiyeti

flicker kırpışma

flip-flop iki konumu kararlı devre

flocculation yumaksı çökelme,flokülasyon

flood su basması

floor drain zemin direnaji

flow akış

flow diagram akış diyagramı

flow meter akış ölçer

flow rate akış hızı

Page 92: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

flow rate measurement akış hızı ölçümü

flow restrictor akış kısıtlayıcısı

flowability akışkanlık

fltre süzgeç

fludized-bed akışkan yatak

fluence akızaman (akı*zaman)

fluence rate parçacık integral akı hızı

fluid poison akışkan zehir

fluid poison control akışkan zehirle kontrol

fluidized bed reactor sıvı yataklı reaktör

fluography florografi

fluorescence floresans

fluorescence yield floresans verimi

fluorescent floresan

fluorescent screen floresan ekran

fluorometallic screen florometalik ekran

fluoroscopy floroskopi

flux akı

flux density akı yoğunluğu

Page 93: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

flux flattening akı düzleştirilmesi,akı düzleme,akının düzleşmesi flux lines akı çizgileri

flux penetration akı giriciliği

flux trap akı tuzağı,akı kapanı

flux, neutron akı, nötron

fluxmeter akıölçer

focus size odak boyutu

focus-to-film distance film-odak mesafesi

focussed beam odaklanmış demet

fog sis

fog density sis yoğunluğu

foil foil

foil activation varak aktivasyonu

foil detector foil algılayıcısı

folds kat yapma

follower (reactor technology) izleyici

folucculation yumaksı çökelti

Food and Agricultural Organization (FAO) Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım

Teşkilatı

forbidden transition yasak geçiş,yasaklanmış geçiş

Page 94: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

forced blowdown cebri boşalma

forced convection cebri konveksiyon

forge döğme

forging dövme (metallurji)

form biçim

formation oluşum

formula ilinti

forward current geçirme akımı

forward voltage geçirme gerilimi

fouling tortu oluşumu

fouling (reactor technology) kirlenme (reactor teknolojisi)

four-factor formula dört çarpan formülü

fraction kesir

fractionated exposure aralıklı ışınlanma

fractionation fraksiyonlanma

fracture kırılma,çatlak

frame of reference referans sistemi

francium (fr) fransiyum

free-standing clad (sheath) serbest durabilen zarf

Page 95: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

free-standing cladding serbest zarf

frequence distribution frekans dağılımı

frequency (inspection) frekans (muayene)

frequency (puls repetition) frekans (darbe tekrarlama)

frequency converter frekans çeviricisi

frequency(fundamental) sıklık,frekans(temel)

fresh fuel taze yakıt

fresh fuel element taze yakıt elemanı

fresnel zone fresnel bölgesi (yakın alan)

fricke dose meter fricke doz ölçer

front end of the nuclear fuel cycle nükleer yakıt çevriminin ilk kısmı

fuel yakıt

fuel assembly yakıt demeti,yakıt topluluğu,yakıt paketi

fuel behaviour yakıt davranışı

fuel bundle yakıt demeti

fuel burnout yakıt kavrulması

fuel channel yakıt kanalı

fuel charge yakıt yükleme,yakıt yükü

fuel charging machine yakıt yükleme makinesi(sistemi)

Page 96: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

fuel chemistry yakıt kimyası

fuel circulating reactor sıvı yakıtlı reaktör

fuel cluster yakıt demeti

fuel control yakıt ile control

fuel cooling installation yakıt soğutma tesisi veya soğutma

havuzu

fuel cycle yakıt çevrimi

fuel damage yakıt hasarı

fuel discharge yakıt boşaltma

fuel discharge burnup yakıtın boşaltma yanması

fuel discharging device yakıt boşaltma düzeneği

fuel discharging machine yakıt boşaltma makinesi

fuel economy yakıt ekonomisi

fuel element yakıt elemanı

fuel element, failed (defected) kusurlu yakıt elemanı

fuel inventory yakıt envanteri

fuel irradiation level yakıt ışınlama düzeni

fuel loading yakıt yükleme

fuel loading machine yakıt yükleme makinesi

Page 97: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

fuel meat yakıt özü

fuel pellet yakıt lokumu,yakıt peleti

fuel pencil yakıt elemanı

fuel performance yakıt performansı

fuel pin yakıt elemanı

fuel plate yakıt plakası

fuel pool ventilation exhaust yakıt havuzu havalandırma egzosu

fuel procurement yakıt tedarik etme

fuel rating yakıt değerlendirmesi,doğrusal özgül güç

fuel reprocessing plant yakıt yeniden işleme tesisi

fuel rod yakıt çubuğu,yakıt elemanı

fuel slug yakıt yumruğu

fuel swelling yakıt şişmesi

fuel temperature coefficient reaktivite yakıt sıcaklığı katsayısı

fuel thermal limits yakıt ısıl limitleri

fuel unloading machine yakıt çıkarma makinesi

fuel, ceramic seramik yakıt

fuelling yakıt yükleme

full energy peak tam enerji piki

Page 98: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

full flow test line tam akış test hattı

full width at half maximum yarı yükseklikteki pik

full width at tenth maximum 1/10 yükseklikteki pik genişliği

full-skip distance tam adım (sekme) aralığı

fume hood çeker ocak

fumigation buhardan geçirme

function işlev

fundamental parameter technique temel parametre yöntemi

furnace fırın

furring tüylenme

fusion kaynaşma (füzyon),çekirdek kaynaşması

fusion energy kaynaşma enerjisi

fusion reaction kaynaşma tepkileşimi

fusion, nuclear birleşme, nükleer

G-value G-değeri

gadolinium (gd) gadolinyum

gain kazanç

gain factor kazanç faktörü

gallium (ga) galyum

Page 99: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

gamma gama

gamma decay gama bozunumu

gamma quench gama ışınım zayıflaması

gamma radiation gama ışınımı

gamma ray gama ışını,gama ışınları

gamma ray source gama ışını kaynağı

gamma ray source container gama ışını kaynağı kabı

gamma ray transmission technique gama ışını geçirgenlik yöntemi

gamma rays, Error! Reference source not found.-rays gama ışınları, Error! Reference

source not found.-ışınları

gamma-ray scintillation camera gama ışını pırıltı kamerası

gammagraphy gamagrafi

gap boşluk

gap scanning kısa sıvı aralığı ile tarama

gas gaz

gas amplication factor gaz yükseltme etkeni

gas bubbles gaz kabarcığı

gas cooled reactors gaz soğutmalı reaktörler

gas diffusion gaz yayınması

Page 100: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

gas multiplication gaz çoğaltması

gas release gaz yayılması

gas-cooled reactor gaz soğutmalı reaktör

gas-flow counter gaz akışlı sayıcı

gas-flow counter tube gaz akışlı sayaç tübü

gate kapı

gate valve kapı vanası

gauge geyç,ölçer

gaussian distribution see normal distribution

geiger müller counter(gm) geiger müller sayacı(gm),geiger

mueller sayıcısı geiger region/threshold gliger bölgesi/eşiği

geiger threshold geiger eşiği

geiger-muller counter tube geiger müller sayaç tübü

gene gen

generating üretim

generation kuşak

generation time üretme zamanı

generator jenerator, doğurucu,üreteç

generator switching device jeneratör şalteri

Page 101: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

generator, Van de Graff jeneratör, Van de Graff

genetic effect genetik etki

genetic effect of radiation radyasyonun genetik etkisi

genetic effects kalıtım etkileri

genetics genetik

Geneva (Switzerland) USÖ, Uluslararası Standartlaştırma Örgütü

genotype genetik tip

geological barrier jeolojik engel

geological repository jeolojik depo

geometric attenuation geometrik zayıflama

geometric buckling geometrik akıbüküm,geometrik büküm

geometric configuration geometrik biçim

geometric unsharpness geometrik yarıgölge

geometrically safe geometrik olarak güvenli

geometry konum,geometri

germ cells üreme hücreleri

germanium (ge) germanyum

germanium detector germanyum dedektörü

ghost echo hayalet yankı

Page 102: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

glandless salamastrasız

glass dose meters cam doz ölçerler

globe valve küresel vana

glove-box eldivenli kutu,eldiven kutusu

go/no go monitör go/no go detektörü

gold (au) altın

gonad erbezi,üreme organı,gonad

good geometry iyi geometri

good manufacturing practices iyi imalat uygulamaları

grade derece

gradient (gd) gradyan

grain tane

grain boundary tane sınırı

grain growth tane büyümesi

grain irradiator tahıl ışınlayıcı

grain size tane boyutu

graininess tanesellik

granularity tanesellik ölçüsü

granulation ufalama

Page 103: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

granulator ufalayıcı

grass çimlenme, gürültü

graveyard radyoaktif made mezarlığı,radyoaktivite gömme yeri (radyoaktivite mezarlığı

gravimetric analysis ağırlık analizi

gray (Gy) gray

gray (reactor technology) gri

grazing incidence yatay geliş

green density ham yoğunluk

green pellet ham pelet

grid ızgara

grinder taşlama tezgahı,öğütücü

grinding öğütme,taşlama

groove oluk, yiv

gross area toplam alan

gross leakage toptan kaçak

ground toprak

ground state temel durum,temel hal(durum),temel seviye

group removal cross section grup çıkarma tesir kesiti

group transfer scattering cross section grub transfer saçılma tesir kesiti

Page 104: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

guard ring koruyucu halka

guidance level kılavuz düzeyı

guidance level for medical exposure tıbbi ışınlamalar için kılavuz

düzeyi

guide kılavuz

guide field kılavuz saha

guide tube kılavuz tüp

guideline limit kılavuz limit

guillotine break giyotin kesiği kırık

habitability barınabilirlik

hafnium (hf) hafniyum

hahnium (ha) hahnium

half yarım

half layer thickness yarı tabaka kalınlığı

half life yarı ömür,yarılanma süresi

half thickness yarı kalınlık

half value thickness yarı tabaka kalınlığı

half width yarı genişlik

half-life, biological/effective/radioactive yarı-ömür,

biyolojik/etkin/radyoaktif

Page 105: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

half-skip distance yarım adım (sekme) aralğı

half-value thickness (hvt) yarı değer kalınlığı

hand and food contamination el ayak radyoaktif kirlenme

hand and foot contamination monitor el ayak bulaşma izleme cihazı el

ayak radyoaktif kirlenme ölçüm cihazı

handbook el kitabı

handling işleme

hard x-rays sert x-ışınları

hard-face probe sert yüzeyli prob

hardener sertleştirici

hardening sertleştirme

hardware compatibility donanım uyumluluğu (uyarlığı)

harmonic distortion harmonik bozulma

harmonics harmonik

head baş

head wave kafa dalgası (enine dalga türü)

header başlık

headline başlık

health physics sağlık fiziği

Page 106: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

heat ısı

heat capacity ısı kapasitesi

heat exchanger ısı değiştiricisi

heat flux ısı akısı

heat sink ısı kuyusu,soğutucu

heat transfer ısı transferi

heat-up aşırı ısınma (kızma)

heater ısıtıcı

heating systems ısıtma sistemleri

heavy water ağır su

heavy water reactors ağır sulu reaktörler

heavy-water reactor ağır sulu reaktörü

heisenberg uncertainity principle heisenberg belirsizlik prensibi

helium (he) helyum

helium egress helyumun dışa sızması

hepa filter hepa fitresi

heredity soya çekimi

hermetical sızdırmaz

heteregeneous reactor heterojen reactor

Page 107: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

heu fuel yüksek zengin uranyumlu yakıt

high level radioactive waste yüksek düzeyde (seviyeli)

radyoaktıf artık

high load aşırı yük

high pressure coolant spray yüksek basınçlı soğutma spreyi

high temperature reactor yüksek sıcaklık reaktörü

high temperature reactors yüksek sıcaklıklı reaktörler

high-flux reactor yüksek akı reaktörü

highly enriched uranium yüksek zenginlikteki uranum

hinge menteşe, mafsal

histogram çubuklu şekil

history geçmiş

hole delik

holmium (ho) holmiyum

holography (acoustic) holografi (akustik)

homogeneity test homojenlik testi

homogeneous poison homojen zehir

homogeneous reactor homojen reaktör

homogenezation birbiçimleştirme, tek biçim yapma,homojenleştirme homogenizer

homojenleştirici

Page 108: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

honing bileme

host rock depolama kayası,depolamaya uygun kaya

hot cell sıcak hücre

hot channel sıcak kanal

hot channel factor sıcak kanal faktörü

hot channel safety factor sıcak kanal güvenlik faktörü

hot leg sıcak ayak

hot shutdown sıcak durdurma

hot spot factor sıcak nokta faktörü

hot spot safety factor sıcak nokta güvenlik faktörü

hot stand-by sıcak bekleme

hot trip sıcak devreden çıkma

hot well sıcak kuyu

hourglass kum saati

housing yuva

humidification nemlendirme

humidity ratio nemlilik oranı

humifier nemlendirici

hybrid karma

Page 109: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

hybrid circuit karma devre

hydraulic scram system hidrolik acil durum sistemi

hydrogen (h ) hidrojen

hydrogen cycle hidrojen çevrimi

hydrogen, heavy ağır hidrojen

hydrogeology hidrojeoloji

hygiene (Radiolojical health) hijyen (radyolojik sağlık)

hygiene, radiation sağlık, radyasyon

hyperfine structure çok ince yapı

hysteresis histerisis

IAEA, International Atomic Energy Agency,Vienna UAEA, Uluslararası Atom Enerjisi

Ajansı

ICRP, International Commission on Radiological URKK, Uluslararası Radyolojik

Koruma Komisyonu

ICRU, International Commission on Radiation URBÖK Uluslararası Radyasyon

Birimleri

id coil iç bobin

identical özdeş

identification kimlik belirleme

idle avara

Page 110: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

ignition temperature tutuş(tur)ma sıcaklığı

illumination aydınlatma

image contrast görüntü kontrastı

image definition görüntü netliği

image intensifier görüntü şiddetlendiricisi

image magnification görüntü büyütme

image quality görüntü kalitesi

image quality indicator (iqi) görüntü kalite göstergesi

image quality indicator sensitivity görüntü kalite göstergesi

immersion daldırma

immersion probe daldırma (su altı) probu

immersion testing daldırma testi

immobilization of radioactive wastes radyoaktif artıkların

hareketsizleştirilmesi

immunity bağışıklık

impact çarpma

impact parameter çarpma parametresi,çarpışma değişkeni

impedance (acoustic) empedans (akustik)

impedance analysis empedans analizi

Page 111: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

impedance matching empedans uydurma

impedance plane diagram empedans düzlemi diyagramı

impeller kanat

imperfection kusurlar

implant implant (radyoaktivite sokma)

implant (radiology) aşı

implementation gerçekleştirme

importance function önem fonksiyonu

imposing empoze etme

impregnation emdirme

improved geliştirilmiş

impurity safsızlık

in-cell inventory hepsinin birden ışınlanması

in-core reaktör içi

in-out loading içten dışa yükleme

in-pile reaktör içi

in-pile experiment reaktör içi deneyi

in-process proses içi

in-reactor reactor içi

Page 112: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

in-service inspection işletme sırasındaki denetim

in-situ measurement yerinde ölçme

in-vitro measurement organizma dışında ölçme

in-vivo measurement organizmada ölçme

inactive area aktif olmayan bölge

inactive fault aktif olmayan fay

inadvertent pump start pompanın istenmeden çalışmaya

başlaması

incident beam gelen demet

incineration yakma,külleştirme

incoherent scattering koherent olmayan saçılma

incoherent scattering cross section koherent olmayan saçılma tesir

kesiti

incremental artan

incubation inkube

independent fission yield bağımsız fisyon verimi

indexing kademeli ilerleme (ışınlama)

indication gösterge,belirti

indicator gösterge,göstergeç

indium (in) indiyum

Page 113: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

induced radioactivity yapay radyoaktivite,yapay ışırlık

industrial radiography endüstriyel radiografi

inelastic esnek olmayan

inelastic (compton) scattering elastik olmayan çarpışma

inelastic collision esnek olmayan çarpışma

inelastic scattering esnek olmayan saçılma

inelastic scattering cross section esnek olmayan saçılma

kesiti,inelastik saçılma tesir kesiti inelastic scattering, see scattering integrated

dose toplanmış doz

inertial eylemsizlik

infinite multiplication constant sonsuz ortam çoğaltma sabiti

infinite multiplication factor sonsuz ortam çoğaltma çarpanı

infra-red kızıl ötesi

ingestion beslenme

inhalation solunum yoluyla alma,solunum

inherent filtration öz filtreleme

inherent fog density kaçınılmaz sis yoğunluğu

inherent unsharpness kaçınılmaz yarıgölge

inhibition engel olma

inhour inhour

Page 114: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

inhour equation inhour denklemi

initial başlangıç

initial conversion ratio başlangıç dönüşüm oranı

initial cooling ilk soğutma

initial pulse başlangıç (ilk) darbe

injection enjeksiyon

inlet giriş

inlet temperature giriş sıcaklığı

inner diameter iç çap

inspect denetleme

inspection teftiş,denetim

inspection diagram denetleme diagramı

inspection level denetim seviyesi

inspection lot denetim partisi

inspection specification denetim şartnamesi

inspection station denetim yeri

instability kararsızlık

instrument range periyod bölgesi

instrumentation enstrümantasyon

Page 115: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

instrumentation and air service sys. donanım ve hava servis sistemi

instrumentation nozzle aygıt lülesi

insulation yalıtım

insulation panels yalıtım levhaları

insulator yalıtkan

intact dokunulmamış

intake vucuda alım

integral discriminator ayırt edici

integral dose toplam doz

integral experiment toplam(bütün) deney

integral reactor integral reaktör

integrated circuit tümleşik devre

integrated flux toplam akı

integrity bütünlük

intensifying factor şiddetlendirme faktörü

intensifying screen şiddetlendirici ekran

intensitometer şiddet ölçer

intensity şiddet

intensity of radiation ışınım şiddeti,radyasyon şiddeti

Page 116: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

interaction etkileşim,etkileşme

interface arayüzey

interface signal arayüzey sinyali

interface surface ara yüzey

interface trigger hareket noktası sinyali

interference girişim

interferometer girişim ölçer

interlacing geçmeli tarama

interlock circuit kilitleme devresi

interm storage geçici depolama

intermediate (medium) orta seviyeli atık

intermediate (medium) level waste orta düzeyde artık

intermediate layer ara tabaka,ara seviye

intermediate neutrons ara (orta enerjili) nötronlar

intermediate range monitor orta aralık ölçüm aygıtı

intermediate reactor orta enerjili nötron reaktörü

intermediate spectrum reactor orta enerji spektrumlu reaktör

intermediate storage site geçici stoklama alanı

intermittently aralıklı olarak

Page 117: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

internal dahili, içteki

internal conversion (IC) iç dönüşüm

internal conversion electron iç dönüşüm elektronu

internal echos prob içi gürültü sinyalleri

internal energy iç enerji

internal exposure iç ışınlanma

internal irradiation iç ışınlanma

internuclear distance çekirdekler arası uzaklık

interpass geçiş

interstitial ara

interstitial treatment doku içi tedavi

intervention level müdahale düzeyi

intracaviter treatment doku arası tedavi

intrinsic efficiency yapısal verim,dedektörün öz verimi,özverim

intrisinc has

inventory envanter

inventory change envanter değişikliği

inventory change report envanter değişikliği raporu

inverse current tıkama akımı

Page 118: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

inverse voltage tıkama gerilimi

inverse-square law ters-kare yasası

inverter ters çevirici,evirici

investigation Level araştırma düzeyi

iodine (I ) iyot

ion iyon

ion chamber pocket dosemeter iyon odalı cep dozimetresi

ion exchange iyon değişimi

ion exchange resin iyon değiştiriciler

ion exchanger iyon değiştirici

ion implantation iyon ekme

ion pair iyon çifti

ionazation chamber iyon odası

ionic yield iyonik verim

ionisation chamber iyonlaşma odası

ionium iyonyum

ionizating radiation iyonlaştırıcı radyasyon

ionization iyonlaşma,iyonlara ayrışma,iyonizasyon

ionization chamber iyonlaşma odası,iyon odalı radyasyon ölçer, iyonizasyon odası

Page 119: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

ionization chamber pocket dosimeter iyon odalı cep dozimetresi,iyon

odalı cep

ionization radiation iyonlaşıcı radyasyon

ionization, gas flow chamber gaz akışlı iyon ayrışma odası

ionizing iyonlaştırıcı

ionizing radiation iyonlaştırıcı radyasyon,iyonize edici radyasyon,

iridium (Ir) iridyum

iron (Fe) demir

irradiated fuel cooling and storage facilities ışınlanmış yakıt soğutma ve

stoklama tesisleri

irradiation ışınlama

irradiation channel ışınlama kanalı

irradiation cycle ışınlama süresi

irradiation fuel element ışınlama yakıt elemanı

irradiation geometry ışınlama konumu

irradiation reactor ışınlama reaktörü

irradiation rig ışınlama yuvası,ışınlama düzeneği

irradiation time cycle ışınlama süreç süresi ISO, International Organisation for Standardization

isobar izobar

isodose eşdoz

Page 120: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

isodose chart/curve eşdoz haritası/eğrisi

isolation izolasyon

isolation valve izolasyon vanası

isomer izomer

isomer nuclides eşdeğer(eşiz) çekirdekler

isomeric seperation izomerik ayırma

isomeric state izomerik seviye

Isomeric transition (IT) İzomeric geçiş

isotone izoton, eşnötronlu

isotope izotop, eşprotonlu

isotope dilution analysis izotop seyreltme analizi

isotope dilution technique izotop seyreltme yöntemi

isotope effect izotop etkisi

isotope exchange izotopik yerdeğiştirme,izotop değişimi

isotope production izotop üretimi

isotope separation izotop ayırma

isotopes izotoplar

isotopic abundance izotopik bolluk

isotopic analysis izotopik analiz

Page 121: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

isotopic carrier/tracer izotopik taşıyıcı/izleyici

isotopic composition izotopik bileşim

isotopic exchange izotopik değişim

isotopic seperation izotopik ayırma

isotopic tracer izotopik izleyici

items malzeme kalemleri

iterated fission expectation tekrarlanmış fisyon beklenen

değeri

iteration iterasyon,ardışıl işlem

jack jak

jacket ceket,gömlek

junction birleşme noktası,jonksion

justification of practice uygulamanın gerekliliği

k-effective k etkin

k-infinity k sonsuz

k-value k-değeri

keeping time muhafaza (dayanma) süresi

kerma K kerma,kinetic energy released in matter

kernel atom çekirdeği,çekirdek

Page 122: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

key measurement point önemli ölçme noktası

kit kit

krypton (kr) kripton

labeled compound/moleculer işaretli bileşik/molekül

labeling işaretleme

labelled etiketli

labelled compound işaretli bileşik

laboratory system laboratuvar sistemi

labyrinth labirent (radyasyon geçişsiz alanlı)

lag, time gecikme süresi

lakage radiation sızıntı radyasyon

lamb wave lamb dalgası

laminar air flow bench tabakalı hava akış tezgahı

lamination tabakalaşma

lantanium lantan

lanthanum (la) lantan

laps kısmen örtme

large scale integration geniş çapta tümleştirme

laser lazer

Page 123: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

late effect geç etki

latence time ölü zaman

latent image gizli görüntü

latent period gizli peryod,kuluçka süresı

lattice kafes

lattice pitch şebeke adımı

lawrencium (lr) lawrensiyum

lawrentium lavrensiyum

layout yerleşım planı

ld 50,radiation dose ölüm dozu 50i,ödürücü doz 50, radyasyon dozu

leaching süzmek,katıdan özütleme,çözündürme

lead (pb) kurşun

lead brick kurşun tuğla

lead castle kurşun şato,kurşun zırh

lead equivalent kurşun eşdeğeri

leading edge ön kenar

leak kaçak

leakage kaçak, sızma

leakage current kaçak akım

Page 124: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

leakage detection system kaçak tesbit sistemi

leakage field kaçak alan

leakage flux kaçak akı

leakage probability kaçma olasılığı

leakage rate kaçak hızı

leakage, radiation sızıntı

legal tainting yasal kusur (aşırı ışınlamada)

lenticular merceksi

lesion lezyon

LET, linear energy transfer doğrusal enerji aktarılması

letal öldürücü

lethargy letarji

leu fuel düşük zengin uranyumlu yakıt

leukemia kan kanseri

level düzey,seviye

level density seviye yoğunluğu

level gauge seviye ölçüm cihazı

level indicator seviye gösterge

level meter düzey ölçer

Page 125: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

level swelling düzey kabarması

level width seviye genişliği

licence lisans

licence for nuclear installation nükleer tesis lisansı

licenced operating personel lisanslı işletme personeli

licensing lisanslama

licensing criteria lisanslama ölçütleri

lifetime ortalama ömür,ömür

lift-off-effect aralık etkisi

light ışık

light water hafif su

light water reactors hafif sulu reaktörler

limiter sınırlayıcı

limiting conditions of operations işletmeyi sınırlayıcı şartlar

limiting dose uniformity ratio see uniformity ratio

limiting faults sınırlayıcı hatalar

limiting quality kalite sınırlama

linac (linear accelerator) doğrusal hızlandırıcı

LINAC Linear Electron Accelerator doğrusal elektron hızlandırıcısı

Page 126: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

line focus çizgi odak

line source çubuk kaynak

line spectrum çizgi tayfı

linear doğrusal

linear absorption coefficient doğrusal soğurma katsayısı

linear accelerator doğrusal hızlandırıcı,lineer akseleratör

linear electron accelerator (linac) doğrusal elektron artifical

element

linear energy transfer (let) doğrusal enerji aktarımı

(aktarılması)

linear exrapolation distance lineer dışarlama uzaklığı

linear pulse amlifier doğrusal darbe yükseltici

linear stopping power,S see stopping power

linearity doğrusallık

lineer amplifier doğrusal yükselteç

lineer energy transfer (let) doğrusal enerji aktarımı (let)

lines of force kuvvet çizgileri

liquid level meter sıvı düzeyi ölçer

liquid nitrogen (ln2) sıvı azot

liquid waste sıvı atık

Page 127: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

liquifaction sıvılaşma

lithium (Li) lityum

lithium drifted germanium (Ge-Li)lityum sürüklenmiş(depo

edilmiş) germanyumend

lithium drifted silicon (Si-Li)lityum sürüklenmiş(depo edilmiş) silisyumend

live time canlı zaman

load yük

load follow yük takibi

load line yük doğrusu

load mismatch yük uyuşmazlığı

load rejection yük reddi

loading factor yükleme faktörü

local power range monitor yerel güç aralğı ölçüm aygıtı

localising cone sınırlayıcı koni

localization, selective (biology) seçici yerleşme

logarithmic amplifier logaritmik yükseltici

logarithmic decrement logaritmik azalma

logarithmic energy decrement logaritmik enerji kaybı

logic mantık

Page 128: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

logic circuits mantık devresi

logic tree mantık ağacı

long-anode tube (rod-anode-tube) uzun anodlu tüp (çubuk anodlu

tüp)

longitudinal magnetization boyuna mıknatıslama

longitudinal wave boyuna dalga

loop döngü,çevrim

loss kayıp,atılım

loss of coolant accident (loca) soğutucu kaybı kazası

loudness gürlük

love wave love dalgası

low enriched uranium düşük zenginlikli uranyum,düşük

zenginlikte uranyum

low level waste düşük düzeyde artık,düşük düzeyli atık,düşük seviyeli artık

low power set point düşük güç ayar noktası

low pressure coolant injection düşük basınç soğutucu

enjeksiyonu

low pressure coolant spray düşük basınç soğutucu spreyi

low-level analysis düşük seviye analizi

low-level counting düşük seviye sayımı

Page 129: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

lower limit of detection en küçük ölçme sınırı

luminance aydınlık,

luminescence lüminesans

lumped birleştirilmiş

lumped fission products birleştirilmiş bölünme ürünleri

lutetium (Lu) lutesyum

lyoluminescent dose meters lyoluminesens doz ölçerler

machining işleme (mekenik)

macroscopic cross section makroskopik tesir

kesiti,makroskopik kesit

magic number sihirli sayı

magic numbers sihirli sayılar

magnesium (Mg) magnezyum

magnet mıknatıs magnetic field meter

magnetic field strength magnetik alan şiddeti

magnetic inspection flow indication magnetik test hata

magnetic leakage flux magnetik kaçak akı

magnetic particle inspection magnetik parçacık muayenesi

magnetic saturation magnetik doygunluk,magnetik doyum

Page 130: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

magnetic writing magnetik yazılım

magnetik magnetizing current mıknatıslayıcı akım

magnetostrictive transducer magnetostriktif prob

main steam line ana buhar hattı

main steam line drain ana buhar hattı drenajı

main steam line flow restrictor ana buhar hattı akış kısıtlayıcısı

main steam line isolation system ana buhar hattı izolasyon sistemi

main steam line isolation valves ana buhar hattı izolasyon vanaları

main transformer ana transformatör

maintenance bakım

make-up capability tamamlama yeteneği

make-up water tamamlama suyu

malfunction aksaklık

malignant tumor kötü huylu tümör

man-sievert insan sievert,insan-Sv

manganese (Mn) manganez,mangan

manifold teksir

manipulator elle çalışılan cihaz,elle kumanda aygıtı

manual mode elle kumanda durumu

Page 131: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

manufacturing üretim

margin pay

mark işaretlemek

markers işaretleyiciler

masking maskeleme

mass kütle

mass absorption coefficient kütle soğurma katsayısı

mass coefficient of reactivity reaktivite kütle katsayısı

mass defect kütle açığı

mass excess kütle fazlası

mass number kütle numarası

mass per unit area birim yüzey başına kütle

mass spectometer kütle spektometresi

mass spectrum kütle izgesi,kütle tayfı

mass, critical/relativistic kütle, kritik/göreceli

mass-energy equivalance kütle enerji eşdeğerliliği

mass-energy relation kütle enerji bağıntısı

master ferric ion solution referans ferrik iyon çözeltisi

master-slave ana uydu

Page 132: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

material malzeme

material balance area malzeme denge alanı,madde

denkleştirme alanı

material balance report malzeme denge raporu,madde

denkleştirme raporu

material buckling malzeme bükümü,malzeme akıbükümü

material specification malzeme şartnamesi

material unaccounted for sayılmayan malzeme miktarı

materials processing reactor malzeme proses reaktörü

materials testing reactor malzeme test reaktörü

matrix ortam, matris

maximum credible accident öngörülebilen (düşünülebilen) en

büyük kaza, mümkün görülen en önemli kaza

maximum permissable body burden müsaade edilen en yüksek vücut

yükü

maximum permissible maksimum müsaade edilen

maximum permissible dose azami izin verilebilir doz

maxwellian distribution maxwell dağılımı

mean critical heat flux ratio ortalama kritik ısı akısı oranı

mean critical power ratio ortalama kritik güç oranı

Page 133: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

mean free path ortalama serbest yol

mean life ortalama ömür

mean value ortalama değer

measuring techniques ölçme teknikleri

meat thickness et kalınlığı

mechanical damage mekanik hasar

mechanical integrity mekanik bütünlük

mechanical vacuum pump line valve mekanik vakum pompası hattı

vanası

median lethal dose LD50 doz,öldürücü dozun yarısı

median lethal time öldürücü zamanın yarısı

medical exposure tıbbı ışınlanma

medical radiology tıbbi rddyoloji

medium ortam

meltdown erime

melting point erime noktası

membrane filtration device zarlı süzme cihazı

memory bellek

mendelevium (Md) mendelevium

Page 134: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

mercury (Hg) civa

mergency shutdown tehlike durumu durdurması

mesh point kafes adımı

mesh spacing kafes aralığı

meson mezon

metabolism metabolizma

metal intensifying screen metal şiddetlendirici ekran

metastable state metastable hal,karasız durum

metastatis yayılma meter

micro-hardness mikrosertlik

microbial spoilage mikrobal bozulma

microearthquake mikrodeprem

microfocus radiography mikro-odak radyografisi

microphonic noise mikrofonik gürültü

microscopic cross section mikroskopik kesit,mikroskopik

tesir kesiti

microstructure mikroyapı

microton mikroton

microtremor mikrotitreşim

Page 135: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

migration göç

migration area göç alanı

migration length göç uzunluğu

mill çekme tesisi (metallurji)

milling öğütme

milling wastes öğütme rtıkları,öğütme atıklarI

minimum critical infinite cylinder minimum kritik sonsuz silindir

minimum critical infinite slab minimum kritik sonsuz levha

minimum critical mass minimum kritik kütle

minimum critical volume minimum kritik hacim

minimum detection limit (mdl) en küçük ölçüm sınırı

mining madencilik

mitigation hafıfletme

mitotic arrest mitozda durdurma

mixed source karışık kaynak

mixed waste karışık atık (artık)

mixed-oxide karışık oksit

mixed-spectrum reactor karışık spektrumlu reaktör

mixer karıştırıcı

Page 136: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

mixing karıştırma

mixing factor karışma faktörü

mobile reactor mobil reaktör

mobility hareketlilik

mode durum,mod

mode changer mod değiştirici

mode conversion mod (dalga) dönüşümü

mode of vibration titreşim modu (tipi)

mode transformation mod (dalga) dönüşümü

modelling modelleme

moderating ratio yavaşlatma oranı,moderasyon oranı

moderation moderasyon,yavaşlatma

moderator yavaşlatıcı,moderatör

moderator control yavaşlatıcı ile kontrol

moderator temperature coefficient reaktivite yavaşlatıcı sıcaklığı

Katsayısı

modulation analysis modülasyon analizi

modulation transfer function (mtf) modülasyon transfer fonksiyonu

(mtf)

Page 137: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

moisture separator nem ayırıcı molar extinction coefficient, Error! Reference source not found., or

molar absorption

mole fraction mol kesri,molekül oranı

molecule molekül

molybdenum (Mo) molibden

moment of inertia atalet momenti

monitor ışın uyarı aygıtı,izleyici,ölçüm cihazı (aygıtı), tarama aygıtı

monitor housing ölçüm aygıtı yuvası

monitoring kontrol-ölçümü,izleme,monitoring

monitoring, air havanın ışınım denetimi

monitoring, area/personnel ölçüm, alan/bireysel

monitoring, radiation ışınım denetimi

mono tek

monochromatic radiation tek frekanslı radyasyon,

monoenerrgetic radiation tek enerjili radyasyon

monostable tek konumu kararlı

monte carlo method monte carlo metodu

mounting montaj parçası

moving beam radiography hareketli demet radyografisi

Page 138: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

mox fuel bileşik oksit yakıt,karışık oksit yakıt

multi barrier çoklu engel

multi-channel analyser çok kanallı analizör

multi-group cross-sections çok gruplu tesir kesitleri

multi-group theory çok grup kuramı

multichannel analyzer çok kanallı çözümleyici

multigroup çok gruplu

multigroup model çok grup modeli

multigroup theory çok grup teorisi

multiple echo tekrarlı (seri) yankılar

multiple reflections tekrarlı (seri) yansımalar

multiple scattering çoklu saçılma

multiplication constant çoğaltma sabiti

multiplication factor çoğaltma faktörü,çoğaltma çarpanı, çoğaltma katsayısı, etkin çoğaltma katsayısı

multiplying medium çoğaltıcı ortam

mutant kalıtsal değişime uğramış

mutation mutasyon,kalıtsal değişim

mutogen mutasyona neden olan

nai (tl) sodyum iyodür(talyum)

Page 139: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

nand gate vedeğil kapısı

narrow beam ince ışın demeti,dar demet

narrow beam conditions dar demet şartları

narrow range level dar aralık seviyesi

narrow resonance aproximation dar rezonans yaklaşımı

natural doğal

natural abundance doğal bolluk

natural background exposure doğal ışınıma maruz kalma,doğal

radyasyon ışınla(n)ması

natural exposure doğal ışınlama ( ışınlanma(

natural radiation doğal radyasyon

natural radioactivity doğal radyoaktivite

natural uranium doğal uranyum

natural uranium reactor doğal uranyumlu reaktörü

near field yakın alan (fresnel bölgesi)

near zone yakın bölge (alan)

near-surface disposal yüzeysel depolama

necessary gerek

negative olumsuz, eksi

Page 140: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

negative reactivity negatif reaktivite

negative reactivity coefficient negatif reaktivite katsayısı

negatron negatif elektron

neodymium (nd) neodimyum

neon (ne) neon

neoplasm neoplazm

neptunium (np) neptünyum

neptunium series neptinyum serisi

net area net alan

net density net yoğunluk

net positive suction head net pozitif emme başı

neutralisation etkisizleştirme

neutrino nötrino

neutrography nötrografi

neutron nötron

neutron absorber nötron soğurucu

neutron absorption nötron soğurulması

neutron absorption cross section nötron soğurma (tesir) kesiti

neutron activation analysis nötron ışırlık çözümlemesi

Page 141: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

neutron age nötron çağı

neutron albedo nötron albedosu

neutron bombardment nötron bombardımanı

neutron current density nötron akım yoğunluğu,nötron akı

yoğunluğu

neutron cycle nötron çevrimi

neutron density nötron yoğunluğu

neutron diffusion nötron yayınımı,nötron difuzyonu

neutron economy nötron ekonomisi

neutron energy group nötron enerji grubu

neutron excess nötron fazlalığı

neutron flux nötron akısı

neutron flux density nötron akı yoğunluğu

neutron flux measurements nötron akı ölçümleri

neutron generation nötron nesli

neutron generation time nötron nesli ömrü

neutron hardening nötron sertleşmesi

neutron monitoring system nötron ölçme sistemi

neutron multiplication nötron çoğalması,nötron

çoğaltması

Page 142: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

neutron number density nötron yoğunluğu

neutron radiography nötron radyografisi

neutron source nötron kaynağı

neutron spectrum nötron tayfı

neutron temperature nötron sıcaklığı

neutron yield nötron verimi

neutron yield per absorption soğurulma başına nötron verimi

neutron yield per fission fizyon başına nötron verimi

neutron, delayed gecikmiş nötron

neutron, prompt ani nötron

neutron, slow yavaş nötron

neutron, thermal termal nötron

neutrons, subcadmium kadmiyum eşikaltı nötronlar

neutrons, virgin çarpışma yapmamış nötronlar

nickel (Ni) nikel

nil ductility transition temperature şekil verilebilme hali sıcaklığı

niobium (Nb) niyobyum

nitrogen (N) azot

nobelium (No) nobelyum,nobelium

Page 143: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

noble gas asal gaz

node düğüm

noise gürültü

noise factor gürültü katsayısı

nominal anma

non-leakage probability kaçmama olasılığı

non-proliferation treaty nük. silahların yayılmasını önleme

antl.

non-screen film ekransız film

non-stochastic effect eğik dozlu etki

non-stochastic effects of radiation radyasyonun eşikli etkileri

noncompatible uymaz

nonconformity uygunsuzluk, uyumsuzluk

nondestructive tahribatsız

nonelastic cross section esnek olmayan saçılma tesir kesiti

nonferromagnetic ferromagnetik olmayan

nonleakage probability kaçmama olasılığı

nonlinear doğrusal olmuyan

nor gate yada değil kapısı

Page 144: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

norm norm,standart

normal distribution, or gaussion distribution normal dağılım, veya gauss

dağılımı

normal incidence dik geliş (bkz.straight beam)

normal inspection normal denetim

normal operation normal işletme

normal shutdown normal durdurma

normal state normal durum

nozzle lüle

nu factor nu faktörü

nuclear activity nükleer aktivite

nuclear boiler rated flow nükleer kazan tasarım akışı

nuclear boiler rated power nükleer kazan tasarım gücü

nuclear burn-up nükleer yanma

nuclear chain reaction nükleer ( çekirdek) zincir

reaksiyonu

nuclear chemistry nükleer kimya

nuclear disintegration nükleer bozunma,çekirdek

parçalanması, nükleer parçalanma

nuclear energy nükleer enerji,çekirdek enerjisi

Page 145: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

nuclear explosion nükleer patlama

nuclear field nükleer alan

nuclear fission nükleer bölünme,çekirdek bölünmesi,nükleer fisyon

nuclear force nükleer kuvvet

nuclear fuel nükleer yakıt

nuclear fuel cycle nükleer yakıt çevrimi

nuclear gauge radyoaktif kaynaklı ölçme cihazı

nuclear instability nükleer kararsızlık

nuclear installations nükleer tesisler

nuclear magnetic resonance çekirdek manyetik

rezonansı,nükleer magnetik rezonans

nuclear material nükleer malzeme,nükleer madde

nuclear material accountancy nükleer malzeme sayımı

nuclear matter nükleer madde

nuclear medicine nükleer tıp

nuclear overheat nükleer aşırı ısıtma

nuclear paramagnetic resonance nükleer paramanyetik rezonans

nuclear particle nükleer tanecik

nuclear physics nükleer fizik

Page 146: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

nuclear poison nükleer zehir

nuclear potantial çekirdek potansiyeli,nükleer potansiyel

nuclear power plant nükleer güç santralı

nuclear power station nükleer santral

nuclear radius çekirdek yarıçapı,nükleer yarıçap

nuclear range çekirdek erimi

nuclear reaction çekirdek tepkileşimi,nükleer tepkime(reaksiyon )

nuclear reactor nükleer reaktör

nuclear source material nükleer kaynak

malzemesi,nükleer kaynak madde

nuclear spin çekirdek dönüsü

nuclear stability nükleer kararlılık

nuclear steam supply system nükleer buhar temin sistemi

nuclear superheat nükleer aşırı ısıtma

nuclear target nükleer hedef

nuclear track nükleer trak

nuclear transformation nükleer değişim

nuclear waste nükleer atık

nuclear weapon nükleer silah

Page 147: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

nuclear weapons nükleer silahlar

nuclear-grade nükleer kalitede

nucleate boiling kabarcıklı kaynama

nuclei çekirdekler

nucleon nükleon, çekirdek yapı taşı,çekirdek parçacığı

nucler fission nükleer fisyon

nucleus çekirdek

nucleus, biology çekirdek, biyoloji

nuclid nüklit,çekirdek türü

nuclide nüklit,nüklid,çekirdek,atom çekirdeği

nut somun

o-ring o halkası

o/u ratio o/u oranı

object cisim,nesne

object-to-film distance parça-film mesafesi

objective amaç

objective evidence tarafsız delil

observe gözlem

Page 148: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

occupational exposure mesleki ışıla(n)ma,meslek

ışınlaması

occurance vuku bulmaodası

odd tek

off kapalı

off-side power şebekeden sağlanan güç

on açık

once-through bir defalık

once-through cycle tek geçişli çevrim

one group theory tek grup teorisi

one-group model bir grup modeli,tek grup modeli

onset of nucleate boiling habbecikli kaynama başlangıcı

opaque donuk, mat

open source açık kaynak

operate çalıştırma

operating air çalıştırma havası

operating cycle işletme çevrimi

operating frequency çalışma frekansı

operating range işletme bölgesi

Page 149: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

operating records işletme kayıtları

operating states işletme durumları

operation işletme,işlem

operation amplifier işlemsel yükselteç

operational instructions & procedures işletme yönergeleri ve yöntemleri

operational limits & conditions işletme limitleri (sınırları)ve

koşulları

operator operatör, işletici

operator licence işletme lisansı

optical transfer function (otf) optik transfer fonksiyonu

optimum frequency en uygun frekans

orbit yörünge

orbital orbital

orbital electron yörüngesel elektron

orbital electron capture yörüngesel elektron yakalanması

ore cevher

organ organ

organ dose organ dozu

organization organizasyon

Page 150: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

orientation yöneliş,yönlenme

orifice kılcal delik

origin kaynak

original inspection orijinal denetim

oscillator osilator

oscillogram ekran görüntüsü

osmium (os) osmiyum

osmosis ozmoz

osmotic osmotik

out-in loading dıştan içe yükleme

out-reactor reaktör dışı

outer diameter dış çap

outer shell electron dış yörünge elektronu

outlet çıkış,çıkış yolu

outlet nozzle çıkış lülesi

outlet temperature çıkış sıcaklığı

outline ana hatlar

output çıktı

over development aşırı geliştirme

Page 151: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

over-strain aşırı uzama

overdose aşırı doz

overexposure fazla doza maruz kalma

overflow taşma

overload aşırı yük

overmoderated aşırı modere edilmiş

overpower aşırı güç

overpressure aşırı basınç

overpressurization aşırı basınç tutma

overpressurization protection system aşırı basınçtan koruma sistemi

overrange taşma

overrelaxation aşırı gevşeme

overshoot aşma

owner kurucu

oxidation yükseltgenme

oxygen (o) oksijen

package irradiator paket ışınlayıcı

package reactor paket reaktör

packaged sarılmış

Page 152: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

packing fraction bağlanma kesri

pad yastık

pair annihilation çift yok olması

pair production çift oluşumu

pairing çiftlenim

palladium (pd) palladyum

pallet irradiator paletli ışınlayıcı

pan tava

panel levha

panoramic exposore panaromik ışınlama

paper radiography kağıt radyografisi

parallel koşut

paramagnetic paramagnetik

paramagnetism paramanyetizma

parameter parametre

parasitic capture parazit kapma,parazit yakalama

parasitic echos parazit (istenmeyen) yankılar

parent ana

parent nuclide ana ürün

Page 153: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

parent, nuclear ana (bozunan radyoizotop)

parity eşlik,parite

parmeable geçirgen

part parça

partial kısmi

particle parçacık,parça

particle cuurent density parçacık akım yoğunluğu

particle emmision parçacık yayınımı

particle fluence parçacık integral akı

particle fluence rate parçacık integral akı hızı

particle fluence, Error! Reference source not found. tanecik akımı

particle flux density parçacık akı yoğunluğu

particle flux density, Error! Reference source not found., or particle fluence rate tanecik akı

yoğunluğu, veya tanecik akım

particle size parçacık boyutu

particle ýnduced xrf(pixe) parçacık uyarımlı xrf

particular belirli

partition bölmelendirmek

partition factor bölünme faktörü

Page 154: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

parts per billion (ppb) milyarda bir kısım

parts per million (ppm) milyonda bir kısım

pass geçiş

passivation pasivasyon

passive component pasif bileşen

paste macun

paste rubbing pasta sürme

patent buluş belgesi

path yol

pathways geçiş yolları

pattern şablon

pauli exclusion principle pauli dışlama prensibi,pauli

dışlama ilkesi

peaceful uses barışçıl amaçlı kullanım

peak pik,tepe,tepe noktası

peak analysis tepe çözümlemesi

peak dose tepe noktası dozu

peak pressure tepe basıncı

peak-to-total ratio peak/toplam oranı

Page 155: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

peaking factor tepe değeri

pebble bed reactor çakıltaşı yataklı reaktör

pedestal kaide

pellet hap,pelet,yakıt tableti

pellet-cladding interaction pelet-zarf etkileşimi

pelleting pelet yapımı

pelletizing pelet yapımı

pellicle ince zar

penetrameter penetremetre

penetrating component girici bileşen

penetration penetrasyon (nüfuziyet)

penetration factor giricilik faktörü,giricilik etkeni

penumbra gölge

per cent transmission yüzde geçirgenlik

perfect kusursuz

perforate delmek

perforated delikli

performance performans

perimetric çevresel

Page 156: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

period dönem,peryot,devir süresi,periyot

period meter devir süresi ölçer,periyodmetre

period range periyod bölgesi

periodic table periyodik cetvel

periphery çevre

permanent filtration sürekli süzme

permanent magnet kalıcı mıknatıs

permeability permeabilite, geçirgenlik

permissible dose izin verilebilen doz,müsaade edilebilir doz

personal dose equivalent kişisel doz eşdeğeri

personal radiation monitor kişisel radyasyon izleyicisi,kişisel

ışınım ölçüm cihazı,kişisel radyasyon ölçüm aygıtı(cihazı)

personel dosemeter kişisel doz ölçer (dozimetre)

pertinent uygun

perturbation theory pertürbasyon kuramı

pessure basınç

phantom vücut maketi,fantom,görüntü,canlı eşdeğeri model

phase katman,safha

phase angle faz açısı

Page 157: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

phase shift faz kayması

phenomena olay

phonon fonon

phosphorescence fosforens

phosphorus (p) fosfor

photo cathode ışıl eksi uç

photo disintegration ışıl parçalanma

photo electric effect ışıl elektrik etki

photo electron ışıl elektron

photo-conductive effect foto iletkenlik olayı

photo-diode foto diyot

photo-resistance fotodirenç

photo-transistor foto transistor

photo-tube fototüb

photoelectic absorptrion, or photoelectric effect fotoelektrik soğurma, veya

fotoelektrik

photoelectric absorption fotoelektrik soğurma

photoelectric effect fotoelektrik olay

photoelectron fotoelektron

Page 158: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

photofission foto bölünme,fotofizyon

photographic emulsion fotografik emülsiyon

photographic fog density fotografik sis yoğunluğu

photographic transmission density fotografik geçiş yoğunluğu

photomultiplier çoğaltmalı fototüb,foto çoğaltıcı

photomultiplier tube ışıl çoğaltıcı tüp

photon foton

photoneutron fotonötron

photonuclear reaction fotonükleer reaksiyon

photopeak fotopik

photoproton fotoproton

photoresist fotorezist

photosynthesis fotosentez

photovoltaic effect foto voltaik olay

physical half life fiziksel yarılanma süresi

physical inventory fiziksel envanter

physical inventory list fiziksel envanter listesi

physical separation fiziksel ayırma

pickling asitle temizleme

Page 159: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

piezo-electric effect piezo elektrik olay

piezo-electric transducer piezo elektrik prob

pile oscillator reaktör osilatörü

pile-up yığılma

pile-up rejection yığılım dışlaması,yığılmayı ortadan kaldırma

pilgering boru çekme

pilot plant pilot tesis

pipe break boru kırılması

pipe rupture boru kopması

pipe whip boru kamçısı

piping boru donanımı

pitch adım

pitch and catch technique gönderme-algılama tekniği

pitche adım aralığı

pitting karıncalanma

placement yerleştirme

plan plan

planck constant planck sabiti

planck's constant planck değişmezi

Page 160: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

plane düzlem

plane wave düzlemsel dalga

planned operation planlanmış işletme

planned procedure planlanmış işlem

planned special exposure planlı özel ışınlanma,planlanmış

özel ışınla(n)ma

plant tesis

plant breaker tesis şalteri

plant process condition tesis işlem durumu

plaque source plaka kaynak

plasma plazma,plasma

plastic plastik

plate plaka

plate wave plaka dalgası (bkz.Lamb dalgası)

plate-out yüzeye yapışma

plate-type fuel plaka tipi yakıt

plateau düzlük

plateau length düzlük uzunluğu

plateau of a counter tube bir sayacın platosu

Page 161: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

platinum (pt) platin

plot çizmek

plotter çizici

plotting çizim

plug tıkaç,fiş

plus artı

plutonium (pu) plutonyum

plutonium credit plutonium değeri

plutonium reactor plütonyum reaktörü

plutonium recovery plutonyumun geri kazanılması

plutonium recycling plutonyumun yeniden kullanımı

PMMA (polimetil meta krilat) doz ölçerler

pneumatic pnömatik

pneumatic tube pnömatik boru

pocket dose meter cep doz ölçer,cep dozimetresi

point nokta

point of control kontrol noktası

point source nokta kaynak

poison zehir

Page 162: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

poisoning zehirlenme

poisonous zehirli

pole kutup

policy politika

polimerization polimerleşme

polisher parlatıcı

polisher-grinder taşlamalı parlatıcı

polishing parlatma

polonium (po) polonyum

polychythemia polişitemi

polygon çokgen

pool havuz

pool reactor havuz tipi reaktör

pool water cooling and clean-up sys. havuz suyu soğutma ve temizleme

sistemi

popping pressure atma basıncı

pore gözenek

porosity gözeneklilik

position konum

Page 163: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

positive olumlu, artı

positive reactivity pozitif reaktivite

positive reactivity coefficient pozitif reaktivite katsayısı

positron pozitron, pozitif elektron

positron emission tomography pozitron yayınım tomografisi

possibility imkan

possible mümkün,olanaklı

post irradiation examination ışınlama sonrası testleri

post loca loca sonrası

post-defect kusur ötesi

post-dryout kuruluk ötesi

postulate varsaymak

potassium (k) potasyum

potential potansiyel

potential barrier potansiyel engeli

potential energy potansiyel enerji

potential hill potansiyel tepesi,gerilim tepesi

potential scattering potansiyel saçılma

potential well potansiyel kuyusu

Page 164: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

potentiometer ayarlı direnç,potansiyometre

potter-bucky diaphragm potter-bucky diyaframı

powder toz

powder metallurgy toz metalurjisi

power güç

power boost güç tırmanması

power coefficient güç katsayısı,reaktivite güç katsayısı

power density güç yoğunluğu

power excursion hızlı güç yükselmesi

power jump güç atlaması

power off güç kapalı

power on güç açık

power operation güçte çalışma

power oscillations güç salınımları

power peaking factor güç tepesi değeri

power production güç üretimi

power ramping güç tırmanması

power range güç aralığı,

power rating doğrusal özgül güç

Page 165: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

power reactor güç reaktörü

power supply güç kaynağı

powering eneji üretimi

practice uygulama

praseodmium (pr) praseodmiyum

pre-amplifier önyükselteç

pre-heat ön ısıtma

pre-pressing ön presleme

pre-processor ön işlemci

pre-service inspection işletme öncesi denetim

pre-treatment of radioactive wastes radyoaktif atıkların ön işlenmesi

precaution önlem

precipitate çökelti

precipitation çöktürme,çökme

precision hassasiyet, duyarlık ,incelik

precoat ön kaplama

precompaction ön sıkıştırma

precursor öncül,öncü

precursor, delayed neutron gecikmiş nötron öncüsü

Page 166: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

predecessor öncel

predictable tahmin edilebilir

preface önyüz

preheating ön ısıtma

preliminary safety analysis report ilk güvenlik analizi raporu

prepressing ön presleme

preset ön saptama

press pres

pressing presleme

pressure basınç

pressure boundary basınç sınırı

pressure coefficient basınç katsayısı,reaktivite basınç katsayısı

pressure mark basınç izi

pressure regulator basınç düzenleyicisi

pressure relief system basınç rahatlatma sistemi

pressure tube basınç tüpü

pressure tube reactor basınç tüplü reactor ,basınç borulu reaktör

pressure tube wear basınç tüpü aşınması

pressure vessel basınç kabı

Page 167: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

pressure vessel skirt basınç kabı eteği

pressurised water reactor basınçlı su reaktörü

pressurization basınçlama (istenen basınçta tutma)

pressurized reactor basınçlı reaktör

pressurized water reactors basınçlı sulu reaktörler

pressurized-water reactor basınçlı su reaktörü

pressurizer basınçlayıcı,basınçlandırıcı

pretreatment ön işlem

preventive inspection önleyici denetim

preventive maintenance koruyucu bakım

primary primer

primary beam birincil ışın demeti,birincil huzm

primary circuit birinci devre

primary containment ilk emniyet kabı

primary containment monitoring system ilk emniyet kabı ölçüm sistemi

primary coolant birinci soğutucu,birinci devre soğutucusu

primary coolant circuit birinci soğutma devresi,birincil

soğutma çevrimi

primary dose limits birincil doz sınırları,birincil doz limitleri

Page 168: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

primary fission yield birincil fisyon verimi

primary radiation genel radyasyon,birincil radyasyon

prime asal

principle ilke

printed circuit baskılı devre

printer yazıcı

printout yazıcı çıktısı

priority öncelik

probabilistic olasılı

probabilistic risk assessment olasılıklı risk değerlendir(il)mesi

probability olasılık

probability density function muhtemel yoğunluk fonksiyonu

probability distribution muhtemel dağılım

probability limits muhtemel limitler

probe prob (bkz. search unit),prob, sonda

probe array prob grubu düzeneği

probe coil prob bobini

probe face prob yüzeyi (tabanı)

probe index prob endeksi (ses çıkışı)

Page 169: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

probe shoe prob tabanı (pabucu)

problem sorun

procedure işlem (bürokratik),prosedür,yazılı usul

proceedings tutanak

process işlem,proses,

process barrier işlem engeli

process control işlem kontrol,süreç denetimi

process out of control kontrol dışı işlem

process radiation monitoring işlem radyasyonu ölçümü

process system işlem sistemi

process systems işleme sistemleri,işletme sistemleri

process under control kontrol altına alınmış sistem

processor işletmeci (ışınlayıcı)

procurement tedarik

prods temas elektrodları

producer üretici

product ürün(ışınlanacak),çarpan

product daughter ürün element,kız ürün (çekirdek),alt ürün, bozunmadan oluşan yavru

çekirdek,ürün çekırdek

Page 170: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

product equivalence eşdeğeri

product liability mamul sorumluluğu

product quality mamül kalitesi

product quality audit mamul kalite isteği

product specification mamül şartnamesi

production üretim

production permit üretim izni

production reactor üretim reaktörü

profile profil

profiling profil çıkarma

progress ilerleme

prohibited area yasak bölge

project tasarı,proje

projected dose öngörülen doz

projectile particle mermi parçacık

projection projeksiyon

projection radiography projeksiyon radyografisi

proliferation nükleer silahların yayılması

promethium (pm) prometyum

Page 171: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

prompt ileti (bilgisayar),ani

prompt critical ani kritik

prompt gamma ani gama

prompt gamma radiation ani gama ışınımı

prompt jump ani sıçrama

prompt neutron ani nötron

prompt neutron fraction ani nötron kesri

prompt neutron lifetime ani nötron ömrü

prompt neutrons ani nötronlar

proof kanıt

propagation yayılım

property özellik

proportional amplifier orantılı yükselteç

proportional counter orantılı sayıcı,orantılı sayaç

proportional counter tube orantılı sayaç tübü

proportional output orantılı çıkış

proportional region orantılı bölge

proportioning oranlama

proprietary mülkiyet

Page 172: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

protactinium(pa) protaktinyum

protected area korunmuş alan,korunmuş bölge,korunan alan

protection koruma

protection features koruma sistemleri

protective koruyucu

protective action koruyucu eylem

protective apron koruyucu önlük

protective barrier koruyucu engel

protective capsule koruyucu kapsül

protective cloth koruyucu giysi

protective clothe koruyucu giysi

protective coating koruyucu kaplama

protective glove koruyucu eldiven

protective material koruyucu malzeme

protium protonyum

proton proton

proton induced x-ray proton uyarımlı x-ışını

proton radiography proton radyografisi

prototype prototip

Page 173: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

prototype reactor prototip reaktör

protracted uzatılmış

protraction dose uzun süre dozu

prylosis piroliz

public kamu

publication yayın

pulse puls,darbe,atım

pulse amlifier darbe yükselticisi

pulse amplitude darbe genliği

pulse duration darbe süresi

pulse echo method darbe-yankı yöntemi

pulse energy darbe enerjisi

pulse length darbe uzunluğu

pulse repetition rate darbe tekrarlama hızı

pulse tuning darbe uyumu

pulse width darbe genişliği

pulsed reactor darbe reaktörü

pump pompa

pump shaft pompa mili

Page 174: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

punch panç

punching delme

purchasing satın alma

purge tasfiye

purged water system tasfiye suyu sistemi

purging gazla yıkama

purification saflaştırma

purify saflaştırmak

purity saflık

purpura deride kanama

push botton relay baskılı şalter, düğmeli şalter,push button röle

push button düğme

pusher itici

PVC dose meter PVC doz ölçer

q-value q değeri

qa quality assurance kalite güvenirliği

qc quality control kalite kontrol

qualification kalifiye etme

qualitative kalitatif,nitel

Page 175: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

quality nitelik,kalite

quality (of a beam of radiation) kalite (radyasyon demetinin)

quality assurance kalite güvencesi,kalite temini

quality assurance activities kalite temini faaliyetleri

quality assurance programme kalite güvencesi programı

quality audit kalite tetkiki

quality control kalite kontrol

quality control chart kalite kontrol grafiği

quality costs kalite maliyeti

quality engineering kalitemMühendisliği

quality factor kalite faktörü

quality factors kalite faktörleri

quality level kalite seviyesi

quality loop (quality spiral) kalite halkası

quality management kalite yönetimi

quality measure kalite ölçümü

quality plan kalite planı

quality policy kalite politikası

quality programme kalite programı

Page 176: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

quality surveillance kalite gözetimi

quality system kalite sistemi

quality system audit kalite sistem isteği

quality system review kalite sisteminin gözden

geçirilmesi

quality verification kalite doğrulaması

quantitative kantitatif,nicel

quantity nicelik

quantum mechanics kuantum mekaniği

quantum number kuantum sayısı,nicelik sayısı

quasi-static yalancı durgun

quasi-steady yarı kararlı

quench sönüm

quencher söndürücü

quenching su verme (şok soğutma),sönümleme,sönüm

quenching, gas sönümleyici gaz

quenching, scintillation sönüm, sintilasyon

question soru

quiescent current sukunet akımı

Page 177: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

rabbit tavşan

rabbit tube tavşan tübü

rabbit, activation tavşan, aktivasyon

rad rad, soğurulan ışınım dozu

radappertization radapertizasyon (radyo-sterilizasyon)

radial çapsal,radyal

radiant ışıyan

radiant energy ışıyan enerji

radiation ışınım,radyasyon

radiation accident radyasyon kazası

radiation area radyasyon bölgesi,radyasyon alanı

radiation attenuation radyasyon azalması,ışınım(radyasyon) zayıflaması radiation background temel

ışınım seviyesi

radiation chemical yield radyokimyasal verim

radiation chemistry radyasyon kimyası,ışınım kimyası

radiation counter ışınım sayıcı

radiation damag ışınım hasarı,radyasyon hasarı,ışınımın yol açtığı hasar

radiation detection radyasyon tesbiti

radiation detector ışınım algılayıcısı,radyasyon dedektörü

Page 178: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

radiation dose ışınım dozu,radyasyon dozu

radiation emitting equipment ışınım(rad.)yayıcı

aygıt,radyas.yayan aygıt(cihaz) radiation energy radyasyon enerjisi

radiation facility radyasyon tesisi

radiation field radyasyon alan

radiation hygienne/sickness/therapy radyasyon hijyeni/hastalık

tedavisi

radiation intake by ingestion beslenme yoluyla alınan

radyasyon

radiation intake by inhalition solunum yoluyla alınan radyasyon

radiation intensity ışınım şiddeti

radiation meter radyasyon ölçer

radiation monitor radyasyon izleyici cihaz,radyasyon ölçüm aygıtı,radyasyon monitoru

radiation monitoring radyasyon taraması

radiation monitoring system radyasyon ölçme sistemi

radiation process radyasyon prosesi

radiation producing equipment radyasyon üreteci,radyasyon

üreten aygıt

radiation profile radyasyon profili

radiation protection expert radyasyon korunması uzmanı

Page 179: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

radiation protection personal radyasyon korunması

görevlisi(personeli)

radiation quality radyasyon enerjisi,radyasyonun niteliği

radiation quantity radyasyon miktarı

radiation source radyasyon kaynağı,ışınım kaynağı

radiation spectrum radyasyon spektrumu

radiation therapy radyasyon tedavisi

radiation weighting factor radyasyon ağırlık faktorü

radiation worker radyasyon görevlisi,radyasyon işçisi

radiation-induced radyasyon etkili

radiationless transition radyasyonsuz geçiş

radiative capture ışıyıcı yakalama,ışınımlı kapma(yakalama)

radiative capture cross section ışınımlı kapma tesir kesiti

radiative inelastic scattering cross section ışınımlı inelastik saçılma tesir

kesiti

radicals cavenger uyarılmış

radicidation radisidasyon

radioactive ışır,radyoaktif

radioactive contamination ışınım kirliliği,ışır bulaşıklık,

radyoaktif bulaşma,radyoaktif kirlenme

Page 180: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

radioactive daughter radyoaktif kız ürün

radioactive decay ışınım bozunumu,radyoaktif bozunma radyoaktif bozunum,ışır bozunum

radioactive decay constant ışır bozunum değişmezi

radioactive decomposition radyoaktif parçalanma

radioactive decontamination bulaşmış radyoaktivitenin

temizlenmesi, radyoaktif kirliliğin temizlenmesi

radioactive deposit radyoaktif çökelti

radioactive discharge radyoaktif boşaltma

radioactive displacement radyoaktif yer deşiştirme

radioactive effluent radyoaktif sızıntı,radyoaktif akıntı

radioactive equilibrium ışır denge,radyoaktif denge

radioactive fall-out radyoaktif yağış

radioactive graveyard radyoaktif mezarlık

radioactive half life ışır yarı ömür,radyoaktif yarı(lanma) ömür

radioactive material ışınım maddesi,ışır madde,radyoaktif malzeme, radyoaktif madde

radioactive material and radiation warning signal radyoaktif madde ve radyasyon

uyarı işareti

radioactive material half life yarılanma süresi

radioactive precursor radyoaktif öncü

radioactive series radyoaktif seriler

Page 181: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

radioactive source radyoaktif kaynak,ışır kaynak

radioactive standard radyoaktif standart

radioactive tracer radyoaktif izleyici

radioactive waste radyoaktif artık,radyoaktif atık,ışır artık

radioactive waste barrier radyoaktif atık engeli

radioactive waste conditioning radyoaktif artıkların

koşullandırılması radioactive waste container radyoaktif artık kabı

radioactive waste management radyoaktif artık

yönetimi,radyoaktif atık yönetimi radioactive waste pretreatment radyoaktif

artıkların ön işlenmesi

radioactive waste repository radyoaktif atık deposu

radioactive waste treatment radyoaktif artıkların işlenmesi

radioactive wastes radyoaktif artıklar

radioactivity radyoaktiflik,radyoaktivite,ışırlık,ışınırlık

radioactivity indicator radyoaktivite göstericisi

radioactivity meter radyoaktivite ölçer

radioactivity warning signal radyoaktivite uyarı işareti

radioactivity, artificial/induced/natural radyoaktivite, yapay

hızlandırılmış/doğal

radioactivity, induced yapay ışınırlık

Page 182: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

radioactivity, natural doğal ışınırlık

radioautograph otoradyograf

radiobiology radyobiyoloji,radyasyon biyyolojisi

radiocarbon radyokarbon

radiochemical analysis radyokimyasal analiz

radiochemistry ışıl kimya,radyokimya

radiochromic dye dosimetry system radyokromik boya doz ölçüm

sistemi

radiochromic dye system radyasyonla renklenen boya

sistemi

radioecology radyoekoloji

radioelement radyoaktif element

radiogauge (radiogage) radyoölçer

radiogauging (radiogaging) radyoölçüm

radiograph radyograf

radiographic contrast radyografik kontrast

radiographic equivalence factor radyografik eşdeğer faktörü

radiographic exposure radyografik ışınlama

radiographic inspection radyografik muayene

radiographic quality radyografik kalite

Page 183: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

radiography radyografi

radioisotope ışır izotop,radyoizotop

radioisotope container radyoizotop kabı

radioisotope production radyoizotop üretimi

Radiological survey radyolojik tarama

radiology radyoloji

radioluminescence radyolüminesans

radiometry radyometri

radionuclide ışır çekirdek,ışıl çekirdek,radyonüklid

radionuclide release ışıl çekirdek yayılması,radyonüklit salınımı, radyonüklid yayılması

radiophotoluminescent material radiofotolüminesent madde

radioprotector radyokoruyucu

radioresistance radyasyon direnci

radiosensitivity radyasyon hassasiyeti

radiothorium radyoaktif toryum

radiotoxicity radyoaktif zehirlenme

radium (ra) radyum

radium needle radyum iğnesi

radius yarıçap

Page 184: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

radon (rn) radon

radyoactive material & radioactivity warning signal radyoaktif madde ve radyasyon

uyari işareti

ram çıkma,tırmanma,yokuş

ramp reactivity insertion rampa reaktiflik ithali

ramping tırmanma

random rastgele

random noise beyaz gürültü

random numbers rastgele sayılar

range mesafe,menzil,ulaşma uzaklığı,aralık,kademe

range (bkz. sweep) alan, bölge

range resolution ayırd edebilme aralığı

range, counter sayıcı sayım aralığı

range, time constant zaman sabiti aralığı

rare earth elements nadir toprak elementleri

rare earths nadir toprak elementleri

rate hız

rated flow tasarım akışı

rated power tasarım gücü

Page 185: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

rated pressure tasarım basıncı

ratemeter hız ölçer,sayım hızı ölçer

ratio oran

ray ışın

rayleigh scattering rayleigh saçılması

rayleigh wave rayleigh (yüzey) dalgası

RBE relatif biyolojik etkinlik

re-structuring yeniden yapılanma

reaction tepkileşim,reaksiyon,tepkime

reaction cross section tepkileşim kesiti

reaction rate etkileşme hızı,reaksiyon hızı ,tepkileşim hızı

reaction,chain/endoergic/endothermic/thermonuclear reaksiyon zincir/ısı alan/ısı

veren/ısıl-nükleer

reactivity reaktiflik,reaktivite

reactivity coefficient reaktivite katsayısı,reaktiflik katsayısı

reactivity control system reaktivite kontrol sistemi

reactivity oscillator reaktiflik osilatörü

reactivity power coefficient reaktivite güç katsayısı

reactivity pressure coefficient reaktivite basınç katsayısı

Page 186: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

reactor reaktör

reactor building stand-by filter sys. reaktör binası emre hazır filitre

siste.

reactor building ventilation system reaktör binası havalandırma

sistemi

reactor containment güvenlik Zırhı

reactor control reaktör kontrolu

reactor control system reaktör (otomatik) kontrol sistemi

reactor coolant reaktör soğutucusu

reactor coolant pressure boundary reaktör soğutucu basınç sınırı

reactor core reaktör kalbi/koru

reactor core inventory reaktör kalp envanteri,reaktör

koru envanteri

reactor core isolation cooling system reaktör kalbi izalasyon soğutma

sistemi

reactor feedwater control system reaktör besleme suyu kontrol

sistemi

reactor feedwater control valves reaktör besleme suyu kontrol

vanaları

reactor feedwater system reaktör besleme suyu sistemi

reactor fuse reaktör güvenlik sigortası

Page 187: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

reactor instrumentation reaktör donanımı

reactor lattice reaktör şebekesi,reaktör örgüsü

reactor loop reaktör kapalı devresi

reactor noise reaktör gürültüsü

reactor oscillator reaktör osilatörü

reactor period reaktör periyodu

reactor pool reaktör havuzu

reactor power control reaktör güç kontrolu

reactor pressure control reaktör basınç kontrolu

reactor pressure vessel reaktör basınç kabı,reaktör ana

gövdesi

reactor protection system reaktör koruma sistemi,otomatik

koruma güvenlik sistemi

reactor recirculation system reaktör devridaim sistemi

reactor shutdown reaktör durdurma

reactor supervisor reaktör işletme şefi

reactor tank reaktör tankı

reactor vessel reaktör kabı,reaktör kazanı

reactor vessel and appurtenance reaktör kabı ve ekleri

reactor vessel head reaktör kabı tepesi

Page 188: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

reactor vessel instrumentation reaktör kabı donanımı

reactor vessel isolation control sys. reaktör kabı izolasyon kontrol

sistemi

reactor vessel support assembly reaktör kabı destek düzeneği

reactor vessel ventilation system reaktör kabı havalandırma sistemi

reactor water clean-up system reaktör suyu temizleme sistemi

reactor water level control reaktör suyu seviyesi kontrolu

reactor water sample line reaktör suyu örnek alma hattı

reactor well reaktör kuyusu

reactor, chemical processing kimyasal işlem reaktörü

reactor, converter çevirici reaktör

reactor, epithernal/fast/intermediate/thermal reaktör

epitermal/hızlı/orta/termal

reactor, heterogenous/homogenous reaktör, heterogen/homojen

reactor, Power/breeder/production/research reaktör,güç/çoklu

dönüştürücü/üretim/

reactor,high-flux/high-temperature reaktör, yüksek akı/yüksek sıcaklık

reader okuyucu

readout okuma

real gerçek

Page 189: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

real signal gerçek sinyal

realibility güvenilirlik

realistic gerçekçi

realize gerçekleştirmek

reasonable makul

reasonably assured resources görünür kaynaklar

receipt makbuz

receive almak

receiving kabul etme

receiving inspection kabul muayenesi

reciprocal karşılıklı olan

reciprocity karşılıklılık

reciprocity law ters kare kanunu

recirculation devridaim

recirculation control valve devridaim kontrol vanası

recirculation pump handling equipment devridaim pompası kullanma

aygıtı

recirculation system devridaim sistemi

recognition tanıma

Page 190: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

recoil geri tepme

recoil particle geri tepen parçacık

recombination birleşme

recombination coefficient birleşme katsayısı

record kayıt

recorded kayıtlı

recorder kaydedici

recording level kayıt düzeyi

recording medium kayıdedici ortam

recoverable kazanılabilir

recovered geri kazanılmış

recovered uranium geri kazanılmış uranyum

recovery (biyolojik) düzelme,kazanım

recovery rate iyileşme hızı

recovery time düzelme zamanı

recrystallization tekrar kristallenme

rectification doğrultma

rectifier doğrultucu

recycle tekrardan kullanma (geriçevrim)

Page 191: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

red perspex dose meter see PMMA dose meters

redissolution yeniden çözme

reduced indirgenmiş

reducer indirgeyici

reduction küçültme,indirgeme

redundancy yedeklilik

redundant yedek

referans levels referans düzeyleri

reference referans

reference air kerma rate referans hava Kerma hızı

reference block referans blok

reference dose meter referans doz ölçer

reference level karşılaştırma seviyesi,referans düzeyleri

reference levels referans düzeylerı

reference man referans insan

reference source referans kaynak

reference standard referans standart

refining saflaştırma

reflect yansımak

Page 192: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

reflecting surface yansıtıcı yüzey

reflection yansıma

reflection coefficient yansıtma katsayısı

reflection density yansıtma yoğunluğu

reflection factor yansıma faktörü

reflection technique yansıtma tekniği

reflector yansıtıcı

reflector control yansıtıcı ile kontrol

reflector saving yansıtıcı kazancı

reflux geri akım

refract kırılmak

refracting index kırılma endeksi

refracting prism kırıcı prizma

refraction kırılma

refuelling yakıt değiştirme,yakıt yükleme

refuelling bellow yakıt değiştirme körüğü

regenerative ısı alıp veren

regenerative process yenilenme süreci

region bölge

Page 193: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

region of interest (roi) ilgili bölge

region of limited proportionality sınırlı orantılılık bölgesi

register kaydedici

register unit kayıt ünitesi

regular düzenli

regulate düzenleme

regulating body düzenleyici kurul

regulating element ayar elemanı

regulating rod düzenleme çubuğu,ayar çubuğu

regulation tüzük

regulator düzenleyici

regulatory düzenleyici

regulatory body yetkili kuruluş

reject (suppression) red (bastırma)

rejection reddetme

relate bağıntılamak

relation bağıntı

relationship bağıntı

relative bağıl

Page 194: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

relative atomic mass bağıl atomik kütle

relative biological effectiveness bağıl biyolojik etkinlik,relatif

biyolojik etki(linlik)

relative conversion ratio bağıl dönüşüm oranı

relative importance bağıl önem

relative risk bağıl risk

relativistic velocity izafi hız

relativity theory izafiyet kuramı

relaxation gevşeme

relaxation time dinlenme zamanı,kararlılığa varma zaman

release salıverme,yayılma, çıkış

reliability güven,güvenilirlik,güvenirlik

reliable güvenli

relief rahatlatma

relief system rahatlatma sistemi

relief valve augmented by-pass rahatlatma vanasıyla genişletilmiş

baypas

reloading tecniques yükleme teknikleri

reluctance circuit relaktans devresi

rely güvenmek

Page 195: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

rem rem

rem (Röntgen Equivalent Man) röntgen eşdeğer insan

remains kalıntı

remedial action iyileştirme eylemi

remote control uzaktan kumandalı

removal uzaklaştırma

removal cross section ayırma tesir kesiti,uzaklaştırma tesir kesiti

repair tamirat/onarım

replace yer değiştirme

replenisher tazeleyici

report rapor

reporting raporlama

reprocess yeniden işlem

reprocessing yeniden işleme

reprocessing plant yeniden işleme tesisi

reproduce çoğaltmak

reproducibility tekrarlanabilirlik

reproducible tekrarlanabilir

requirement ister

Page 196: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

requirements istenen şartlar

research araştırma

research level araştırma düzeyi

research reactor araştırma reaktörü

reset sıfırlama

residence time kalma süresi

residual artık

residual field artık alan

residual heat artık ısı

residual heat removal system artık ısı çekme sistemi

residual method artık yöntem

residue artık

resin reçine

resintering yeniden sinterlenme

resistance direnç,direni

resistance welding direnç kaynağı

resistivity özgül direnç

resistor direnç

resolution ayırma gücü,rezolüsyon,seçicilik,ayırt edebilme gücü

Page 197: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

resolvent çözüştüren

resolving power çözülme gücü

resolving time çözülme zamanı

resonance rezonans

resonance absorption rezonans soğurması

resonance capture rezonans kapması,rezonans yakalaması

resonance cross-section rezonans tesir kesiti

resonance energy rezonans enerjisi

resonance escape probability rezonanstan kaçma olasılığı

resonance integral rezonans integrali

resonance level rezonans seviyesi

resonance method rezonans yöntemi

resonance neutrons rezonans nötronları

resonance region rezonans bölgesi

resonance scattering rezonans saçılması

resonance width rezonans genişliği

resource kaynak

respiratory system solunum sistemi

response tepki,karşılık verme,cevap

Page 198: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

response amplitude genlik duyarlığı

response spectrum tepki tayfı,davranış spectrumu

response time karşılık verme süresi,yanıt zamanı

response; f ölçülen tepki

responsibility sorumluluk

responsible sorumlu

rest energ, electron, or rest-mass energ of an dinlenme enerjisi, dinlenen

elektron veya

restictions kısıtlamalar

restraining zaptedici

result sonuç

resultant field bileşke alan

retain alıkoyma

retardation geciktirme

retentivity mıknatıslığı tutma yeteneği

reticulation retikülasyon

reverberation çınlama

reversal-solarization pozitif baskı (solarizasyon)

reverse tersimek

Page 199: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

reversible tersinir

review gözden geçirme

rework yeniden çalışma

rf (radio frequency presentation) doğrultulmamış sinyal gösterimi

rhenium (re) renyum

rhodium (rh) rodyum

ridge bombe

ridging bombelenme

rig düzenek

rigid esnemez

ring halka

ring girder taşı yıcı halka

ring source halka kaynak

ringing time titreşim sönüm süresi

rinse suyla çalkalama

ripening delay/stimulation olgunlaşmanın geciktirilmesi/

ripple dalgalılık

ripple factor dalgalılık katsayısı

rise time çıkış zamanı

Page 200: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

riser yükseltici

risk risk

rod filling çubuk doldurma

rod pattern control system çubuk düzeni kontrol sistemi

rod, control/fuel/regulating/safety/scram/shim

çubuk,kontrol/yakıt/düzenleme/g

üvenlik/

roentgen röntgen,roentgen

roentgen equivalent, man(rem)/physical (rap) röntgen eşdeğeri insan/fiziksel

roentgentherapy röntgen tedavisi

roll merdane

roll die process merdaneli haddeleme işlemi

rolled plate haddelenmiş levha

rolling haddeleme

room monitoring oda ölçümleri

root locus köklerin yer eğrisi

rotary dönel

rotary evaporation döner buharlaş tırma

rotary switch döner anahtar

rotational dönel

Page 201: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

rotational wave bkz. shear wave

roughness pürüzlülük

rounding yuvarlama

route yöntem

routine yordam

routine dose meter gündelik doz ölçer

rubber lastik

rubber shoes lastik ayakkabı

rubidium (rb) rubidyum

rule kural

rules kurallar

run çalıştırma

run back geri dönüş

run mode çalışma durumu

runaway (reactor) kontroldan çıkmak (reaktör)

rupture kopma

ruthenium (ru) rutenyum

rutherford atom model rutherford atom modeli

rutherfordium(rf) ruterfordium

Page 202: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

rydberg constant rydberg sabiti

safe geometry güvenli geometri

safe-ends güvenli uç

safeguard güvenlik denetimi

safeguards güvenli koruma

safety güvenlik

safety analysis güvenlik analizi

safety analysis report güvenlik analizi raporu

safety assembly güvenlik düzeneği

safety criteria güvenlik kriteri

safety element güvenlik elemanı

safety key emniyet anahtarı

safety limits güvenlik limitleri,güvenlik sınır değerleri

safety margins güvenlik payı

safety member güvenlik elemanı

safety related güvenlikle ilgili yapı sistem ve bileşenler

safety related components güvenlikle ilgili bileşenler

safety related equipments güvenlikle ilgili donanım

Page 203: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

safety related equipments, systems and components güvenlikle ilgili yapılar, sistemler

ve bileşenler

safety related systems güvenlikle ilgili sistemler

safety rod güvenlik çubuğu

safety systems güvenlik sistemleri

safety/relief valve emniyet/rahatlatma vanası

sag sarkma

samarium (sm) samaryum

samarium poissoning samaryum zehirlenmesi

sample numune,örnek

sample division numune bölümü

sample median numune orta değeri

sample point numune nokta

sample preparation numune hazırlama

sample procedure numune alma yöntemi

sample size numune büyüklüğü

sample space numune hacmi

sample statistic numune istatistiği

sample unit numune birimi

Page 204: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

sampling örnekleme,numune alma

sampling distribution numune alma dağılımı

sampling error numune alma hatası

sampling fraction numune alma oranı

sampling unit numune alma birimi

sarcoma kötü huylu tümör

satisfactory tatminkar

saturated doymuş,doygun

saturation doyum,doyma,doygunluk,doyma

saturation activity doyma aktivitesi,doymuş etkinlik

saturation current doyum akımı,doyma akımı

saturation curve doyma eğrisi

saturation level doyum seviyesi, doygunluk seviyesi

saturation voltage doyma voltajı

saving tasarruf

saw testere

sawtooth testeredişi

scalding haşlamak

scale ölçeklemek,baskül

Page 205: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

scaler ölçek

scaler, binary/decade kaydedici, ikilik/onluk

scan tarama

scandium (sc) skandiyum

scanning tarama,taramalı

scattered energy saçılma enerjisi

scattered radiation saçılmış radyasyon

scattering saçılma

scattering amplitude saçılma genliği

scattering angle saçılma açısı

scattering cross section saçılma tesir kesiti,saçılma kesiti

scattering kernel saçılma çekirdeği

scattering, radiative inelastic ışınımlı esnek olmayan saçılma

scheme şema

schlieren system schlieren sistemi

schroedinger wave equation schroedinger dalga denklemi

science bilim

scientific bilimsel

scientist bilim adamı

Page 206: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

scintillating parıldayıcı

scintillating material parıldayıcı madde

scintillation parıldama,sintilasyon,kırpışma,parıldamalı

scintillation counter parıltı sayacı,sintilasyon (pırıldama)sayıcısı

scintillation, decay time pırıldama bozunum süresi

scintillator pırıldayan

scoring çizik yapma

scram acil durum,ani durdurma

scram rod ani durdurma çubuğu

scram, reactor durdurma,reaktör

scrap hurda

scratch çizik

screen ekran,elek

screen-type film ekran tipi film

screened cable ekranlı kablo

screening perdeleme,eleme,ekranlama

screening plant elekleme tesisi

screw vida

screw machine matkap

Page 207: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

seal sızdırmaz,mühür,sızdırmazlık

sealed sızdırmaz,mühürlü

sealed bonnet sızdırmaz kapak

sealed source kapalı kaynak,sızdırmaz kaynak

search aramak

search coil test bobini

search unit prob

second saniye

secondary circuit ikinci devre

secondary containment ikinci emniyet kabı

secondary coolant ikinci soğutucu,ikinci devre soğutucusu,

secondary coolant circuit ikinci soğutma devresi,sekonder

soğutma çevrimi

secondary dose limits ikincil doz limitleri,ikincil doz sınırları

secondary radiation ikincil radyasyon

secondary waste ikincil atık

section bölüm

sector sektör

securing sağlamlaştırma

Page 208: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

sedigraph sedigraf

sedimentation çökelme

seed core tohum kalp

segregation ayırma

seismic sismik

seismic intensity deprem şiddeti

seismotechtonic region sismotektonik bölge,deprem

bölgesi

seizure zaptetme, sıkışma

selected rod insertion seçilmiş çubuk sokulması

selection rules seçim kuralları

selectivity seçimlilik,seçicilik

selector, pulse height seçici, puls yüksekliği

selenium (se) selenyum

selenoid uzun akım bobini

self-absorption öz soğurma

self-power detector öz güçlü dedektör

self-regulation öz düzenleme

self-scattering öz saçılma

Page 209: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

self-shielding öz zırhlama

self-shielding factor öz perdeleme faktörü

self-sufficient kendi kendine yeterli

semi-conductor yarı iletken

semi-conductor detector yarı-iletken dedektör

semi-empirical yarı denel

semi-empirical mass formula yarı ampirik kütle formülü

sensing head algılama kafası

sensitive duyarlı

sensitive volume duyarlı hacim

sensitivity duyarlık,duyarlılık,hassasiyet

sensitivity analysis duyarlılık (hata) analizi

sensor alıcı,duyargaç

separation ayırma

separation efficiency ayırma etkinliği

separation energy ayrılma enerjisi

separative element ayırıcı eleman

separative work unit-SWU izotop ayırma işlemi birimi

separator ayırıcı

Page 210: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

sepation energy ayrılma enerjisi

seperation efficiency ayırma verimi

seperation factor ayırma faktörü

seperation potential ayırma potansiyeli

seperative element ayırıcı eleman

seperative power ayırıcı güç

sequential ardışıl

sequentially ardarda

series, radioactive seri, radyoaktif

seriousness ciddiyet

service liability hizmet sorumluluğu

servo-system servo sistem

session oturum

set saptamak, küme

set point ayar noktası

setting ayar

settling çökelme

setup kurmak

seu fuel hafifçe zengin uranyumlu yakıt

Page 211: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

severe şiddetli

severity şiddet, önemlilik

shadow gölge

shadow area gölge bölgesi

shallow-box irradiator şişkin-kutu ışınlaması

shallow-land repository yüzeysel depolama,sığ depolama

shaping unit şekillendirici ünite

shear kesme

shear strength kesme mukavemeti

shear wave enine dalga

shear wave search unit enine dalga prob

sheath kılıf,zarf

sheathing zarflama

sheet levha

shelf-life raf ömrü

shell kabuk,kovan (ısıl işlem)

shell effect kabuk etkisi

shell model kabuk modeli

shield zırh

Page 212: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

shield, biological biyolojik zırh

shield, thermal ısıl zırh

shielded cell zırhlanmış hücre

shielding zırhlama

shift register ötelemeli kaydedici

shim element kaba ayar elemanı

shim member kaba ayar elemanı

shim rod ince ayar kontrol çubuğu,kaba ayar çubuğu

shimming köpük alma

shipment gönderme

shipper/receiver difference gönderici/alıcı farkı

short pulse kısa darbe

short-lived nuclide kısa yarı ömürlü çekirdek

shot noise saçma gürültüsü

shoulder omuz

shower duş, sağnak

shrinkage büzülme

shroud kılıf

shroud support kılıf desteği

Page 213: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

shuffle dose sürekli ışınlama dozu

shuffle-dwell irradiatiator sürekli ışınlayıcı

shut-down, chain reaction durdurma, zincir reaksiyon

shut-off valve kapama vanası

shutdown durdurma,kapatma (reaktör)

shutdown cooling durdurma sonrası soğutma

shutdown cooling system durdurma sonrası soğutma

sistemi

shutdown cooling water system durdurma sonrası soğutma suyu

sistemi

shutdown secondary cooling system durdurma sonrası ikinci soğutma

sistemi

shutter pnömatik kutu

si (li) silisyum (lityum)

SI, International System of Units Uluslararası birimler sistemi

sickness, radiation radyasyon hastalığı

Sievert (Sv) sievert (Sv),sivert (sv)

sieving eleme

signal işaret

signal gradient sinyal gradyantı

Page 214: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

signal-to-noise ratio sinyal/gürültü oranı,işaret gürültü oranı

significant quantity önemli miktar

significant quantity of nuclear material nükleer maddenin önemli miktarı

silica silisyum dioksit

silicon silikon

silver (ag) gümüş

similar benzer

similarity benzeşim

simple yalın

simple process factor basit işlem etkeni

simulate benzeştirmek

simulation simulasyon,benzetim,benzetişim

simulator simülatör

simultaneous aynı anda

sine-fluorography sine-florografi

sine-radiography sine-radyografi

single additional failure tek ilave arıza

single channel analyser tek kanallı analizör

single failure tek arıza,tek hata

Page 215: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

single failure criteria tek arıza kriteri

single probe technique tek prob tekniği

single scattering tek saçılma

singlet tek çizgi

sinter sinter

sinterability sinterlenebilirlik

sintered sinterlenmiş

sintering sinterleme

site yer

site selection yer seçimi

size boyut

sizing technique boyut belirleme tekniği

sketch taslak

skewed meyilli

skill beceri

skin dose deri dozu,cilt dozu

skin effect deri etkisi

skinner sıyırıcı

skip atlamak

Page 216: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

skip distance adım (sekme) aralığı

sky shine tali veya ikincil radyasyon

sky shine (air scatter) havada saçılma

slave channel köle kanal

slave channel analysis seçilmiş kanal analizi

slide-and-cut kaydırıp kesme

sliding kaydırma

slop eğim

slow neutrons yavaş nötronlar

slowing down yavaşlama

slowing down area yavaşlatma alanı

slowing down density yavaşlatma yoğunluğu,yavaşlama

yoğunluğu

slowing down length yavaşlatma uzunluğu,yavaşlama uzunluğu

slowing down power yavaşlatma gücü

slowing-down kernel yavaşlama kerneli

sludge çamur

slug yakıt çubuğu,gevşek pelet

slurry çamur

Page 217: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

small core küçük kalp

smooth düzgün

snubber söndürücü

soak batırma

sodium (na) sodyum

sodium-cooled reactor sodyum soğutmalı reaktör

soft x-ray yumuşak x ışınları z

software yazılım

software compatibility yazılım uyumluluğu (uyarlığı)

soil moisture meter toprak nemi ölçen aygıt

soil-structure interaction zemin yapı etkileşimi

sol-gel sol-jel

solenoid selenoid, bobin

solid katı

solid angle katı açı

solid state katı hal

solidification processes katılaştırma işlemleri

solidified radioactive waste katılaştırılmış radyoaktif atık(artık)

solution çözüm,çözelti

Page 218: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

solve çözmek

solving çözme

somatic cells beden hücreleri

somatic effect bedensel etki,somatik etki

source kaynak

source activity augmentation, or source activity kaynak aktivitesinin artırılması

source data label kaynak veri etiketi

source overlap kaynak bindirme

source range kaynak bölgesi

source range monitors kaynak aralığı ölçüm aygıtları

source reactor nötron kaynak reaktörü

source size kaynak boyutu

source strength kaynak aktivitesi

source term kaynak terimi

source-to-film distance kaynak film mesafesi

space uzay, boşluk

space charge uzay yükü

spacer aralayıcı

spacer grid aralama ızgarası

Page 219: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

spacing aralamak

spallation yarılma,çekirdekten atılma

spallation, fragment çekirdekten atılma ürünleri

sparc chamber kıvılcım odası

sparger püskürtücü

sparious signal parazit sinyal

spark detector kıvılcım dedektörü

special arrangement özel düzenleme

special arrangement (Transportation) özel koşullu taşıma,koşullu

gönderme

special fissionable material özel bölünebilir madde,fisyon

özellikli fisilmaddeler

specialist uzman

specially designed özel tasarlanmış

specially designed radioactive waste repository özel tasarlanmış radyoaktif atık

deposu

specific özgül

specific activity özgül aktivite,özgül ışırlık,özgül etkinlik

specific burnup özgül yanma

specific density özgül yoğunluk

Page 220: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

specific gama activity özgül gama sabiti

specific gamma constant özgül gama sabiti

specific gamma ray constant özgül gama değişmezi

specific heat özgül ısı

specific heat Capacity özgül ısı kapasitesi

specification spesifikasyon,şartname

specimen numune

spectral analysis spektral analiz, tayf analizi,izge çözümlemesi,izgesel tahlil

spectral cross section spektral tesir kesiti

spectral enery spektral enerji

spectral shift control spektral kayma ile kontrol

spectral shift reactor spektral kayma reaktörü

spectral, response curve izgeye özgü eğri

spectrometer izge kaydedici,izge ölçer,spektrometre

spectrometer, mass spektrometre, kütle

spectrometer, radiation ışınım izgesi ölçer

spectrometry spektrometri

spectrophotometer spektrofotometre,ışınlı izge ölçer

spectrophotometer, transmission spektrofotometer, geçirgenlik

Page 221: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

spectrophotometry spektrofotometri

spectroscopy spektroskopi

spectrum spektrum,tayf,izge

spectrum hardening tayf sertleşmesi

spectrum smoothing spektrum düzeltilmesi

spectrum stripping spektrum soyulması

specular density spekular yoğunluk

specular reflection ayna yansıması

speculative resources mümkün kaynaklar

speed effect hız etkisi

speed governor hız ayarlayıcı

spent fuel kullanılmış yakıt,tüketilmiş yakıt

spent fuel disposal tüketilmiş yakıtın zararsızlaştırılması

sphere küre

sphere pac fuel küresel yakıt

spherical reflector küresel yansıtıcı

spherical wave küresel dalga

spill sıvı döküntü

spin spin

Page 222: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

spindle mil, dingil

sponge sünger

spontaneous fission kendiliğinden fisyon/bölünme,kendi kendine fisyon

spray sprey

spring seal yaylı conta

spring seat member yay minderi

sprout inhibition çimlenmenin engellenmesi

spurious count parazit sayım

squareness diklik

squeeze sıkma

squeeze-cylinder sıkma silindiri

stability kararlılık

stability, nuclear çekirdek kararlılığı

stabilized desteklenmiş

stabilized power supply kararlı güç kaynağı

stabilizer sabitleştirici (sabit değerde tutan)

stable kararlı

stable isotope kararlı izotop

stable nucleus kararlı çekirdek

Page 223: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

stable orbit kararlı yörünge

stable state kararlı durum

stack yığın

stacking yığma

staff kadro

stage kademe

stagnant solution durgun çözelti

stainless steel paslanmaz çelik

stall ambale olmak

stamping damgalama

stand-by emre hazır,bekleme

stand-by gas treatment system emre hazır gaz işleme sistemi

stand-by liquid control system emre hazır sıvı kontrol sistemi

standard standard

standard deviation standart sapma

standard fuel element standart yakıt elemanı

standard sismograph standart sismograf

standard-man standart insan

standardized standartlaştırılmış

Page 224: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

standart Human standart İnsan

standart safety analysis report standart güvenlik analizi raporu

standart seismograph standart sismograf

standpoint görüş açısı

start başlatma

start range monitor başlangıç aralığı ölçüm aygıtı

start-up reaktöre yol verme, çalışmaya başlama

state durum

statement ifade,deyim

static duruk,durgun

stationary durağan

stationary irradiator sabit aksamlı ışınlayıcı

statistical istatistiksel

statistics istatistik

status durum

steady durgun

steady state süreklli hal,kararlı hal

steam su buharı

steam condensing mode buhar yoğuşturma durumu

Page 225: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

steam extraction line buhar alma hattı

steam extraction system buhar alma sistemi

steam jet air ejector buhar jetli hava fıskiyesi

steam lines buhar hatları

steam-water buhar-su karışımı

steel çelik

step adım,basamak

step wedge basamaklı penetremetre

stereo stereo

stereo-radiography stereo radyografi

stickout çıkıntı

stiffness sertlik

stimulation uyarma

stirrer karıştırıcı

stirring karıştırma

stochastic effect eşik dozsuz etki

stochastic effects of radiation radyasyonun eşiksiz etkileri

stock stok

stock solution stok çözelti

Page 226: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

stoichiometric stokiyometrik

stoichiometry stokiyometri

stop bath durdurma banyosu

stop valve durdurma vanası

stopping cross section durdurma tesir kesiti

stopping power durdurma gücü

storage depo

storage room depo odası

storage time yığılma süresi

store saklama

stored-energy depolanmış enerji,depolanan enerji

storing depolama

straight beam normal demet

straightness doğruluk

strain uzama,sünme, yamulma

strainer tel süzgeç

strange particle acaip parçacık

strategy strateji

stream akış

Page 227: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

streaming effect sızma etkisi

strength mukavemet

strength function dayanıklılık fonksiyonu

strengthening kuvvetlendirme

stress gerilim

stress corrosion cracking gerilim korozyon çatlağı

stress-assisted corrosion gerilim etkili korozyon

stress-relief gerilim giderme

strict katı, sıkı

string dizim

stringent tavizsiz

stringer, reactor ışınlama kanalı, reaktör

strip şerit (metalurji)

stripping ayrılma, soyulma

stroke vuruş

strontium (sr) stronsiyum

structural yapısal

structural defect yapısal kusur

structure yapı

Page 228: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

stud saplama,inceleme

stuffing box doldurma kutusu

sub atomic atom altı

sub-assembly yarı mamul demet

sub-channel alt kanal

sub-system alt sistem

sub/super critical kritik altı/üstü

subassembly yarı mamul demet

subcadmium neutrons alt kadmiyum nötronlar

subcooled aşırı soğutulmuş,kaynama altı tutulan

subcooling kaynama altı

subcritical kritik altı

subcritical assembly kritik altı düzenek,alt kritik düzenek

subcritical multiplication factor alt kritik çoğaltma çarpanı

subject contrast parça (cisim) kontrastı

submerged daldırılmış

subprogram alt program

subroutine alt yordam

subsection altkesim

Page 229: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

subsidiary alt kuruluş

substrate taban

substrates parça

subsurface discontinuity yüzeyaltı süreksizliği

subsystem alt sistem

successive ard arda,ardaşık

successive decay ardarda bozunum

suction emme

sufficient yeter

sulfur (s) kükürt

sulphur kükürt

sum toplam

sum peak toplam pik

sump hazne

super critical kritik üstü

super-conductor süper iletken

supercritical kritik üstü,üst kritik

supercritical multiplication factor üst kritik çoğaltma çarpanı

superheated kızdırılmış,aşırı ısıtılmış

Page 230: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

superior property üstün özellik

superiority üstünlük

supernatant süzüntü

supervised area denetimli bölge,gözetimli alan

supervision gözetim

supervisor denetleyici,gözetmen,işletme şefi

suplementary tamamlayıcı

supplement ek

supplier müteahhit

supply kaynak,arz, taahhüt

support destek

support hanger destek askıları

support structure destek yapı

suppress bastırmak

suppression bastırma

suppression pool basınç düşürme havuzu

surface yüzey

surface activity concentration yüzey aktivite konsantrasyonu

surface area yüzey alanı

Page 231: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

surface barrier detector yüzey engelli algılayıcı,yüzey

engelli dedektör

surface contaminated material yüzeyi kirlenmiş/bulaşmış

malzeme

surface contaminated object yüzeyi kirlenmiş cisim

surface defect yüzey kusurları

surface faulting yüzey faylanması

surface quality yüzey kalitesi

surface roughness yüzey pürüzlülüğü

surface tension yüzey gerilimi

surface wave yüzey dalgası (bkz.Rayleigh dalgası)

surface wave probe yüzey dalgası probu

surge method dalgalanma yöntemi

surge tank kabarma tankı

surrounded kuşatılmış

surveillance gözetim

survey analysis çevresel büyük araştırma

surveymeter ölçüm aleti,ölçüm cihazı

susceptibility suseptibilite

suspension süspansiyon,katı asıltı

Page 232: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

sv ievert

sway bracer kelepçe

sweep ekranın yatay taranması

swelling şişme

swept gain bkz. Dac

swimming-pool reactor havuz tipi reaktör

swinging field magnetization salınan alan mıknatıslanması

switch anahtar

switching circuits anahtarlama devreleri

symbol simge

symmetry simetri

synchronize zamandaşlaşmak

synchrotron synkrotron (hızlandırıcı),senkrotron

syndrome sendrom (belirti)

syntax sözdizim

synthesize birleştirmek

system dizge,sistem

t-value, or student's t-value t-değeri veya Student'in t-değeri

table tablo

Page 233: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

tabular tablo şekilli

tabulated tablolanmış

tabulation çizelgeleme

tack welding punta kaynağı

tag etiket

tagged compound, radioactive etiketli bileşik, radyoaktif

tail assay artık konsantrasyonu

talk konuşum

tandem technique tandem (ardışık) tekniği

tantalum (ta) tantal

tap musluk

tap density doldurma yoğunluğu

taper pah

target hedef

target nucleus hedef çekirdek

target theory (hit theory) hedef teorisi (çarpma teorisi)

tear yırtılma

technetium (tc) teknesyum

technical teknik

Page 234: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

technical aspects teknik özellikler

technical requirements teknik şartname

technical uncertainty eknik belirsizlik

technician teknisyen

technique teknik

technologist tekniker

technology teknoloji

tectonic structure arazinin deprem yönünden yapısı,tektonik yapı

teleteraphy uzaktan tedavi,teleterapi,ışınımla uzaktan tedavi television fluoroscopy

televizyon floroskopisi

tellurium (te) telluryum,tellür

temperature sıcaklık

temperature coefficient sıcaklık katsayısı

temperature cycle sıcaklık çevrimi

tender ihale

tensile kopma

tenth-value thickness (tvt) onda bir değer kalınlığı

terbium (tb) terbiyum

term terim

Page 235: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

terminal uç

terminate sonlandırmak

terminator sonlandırıcı

terminology terminoloji

ternary fission üçlü fisyon

test test,deney

test block test bloğu

test piece test parçası

test surface test yüzeyi

tester test cihazı

testing test etme

testing conditions test şartları

texture doku

th-cycle toryum çevrimi

thallium (tl) talyum

theoretical teorik

theoretical density teorik yoğunluk

theory teori

thermal ısıl

Page 236: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

thermal capture ılık yakalama

thermal column termal sütun,ısıl sütun

thermal compression ısıl sıkıştırma

thermal conductivity ısıl iletkenlik

thermal cross section termik tesir kesiti

thermal fission ılık (nötronlarla) bölünme,termik fisyon

thermal flux ılık akı

thermal neutron reactor ılık nötron reaktörü

thermal neutrons ılık nötronlar,termik nötronlar,termik ısıl nötronlar

thermal noise ısıl gürültü

thermal reactor termik reaktör

thermal shield termik zırh

thermal sleeve ısıl gömlek

thermal utilization factor ılık faydalanma faktörü

thermalhydraulics termohidrolik

thermally limited condition ısıl olarak sınırlandırıcı koşul

thermionic emission ısıl yayınma

thermistor ısıl direnç

thermochemistry ısı kimyası

Page 237: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

thermocouple ısıl çift

thermocouples ısıl çift

thermodynamic termodinamik

thermogravimetry termogravimetri

thermohydraulics termohidrolik

thermoluminescent dose meter (TLD) termoluminesent doz ölçer,

thermoluminescent dosimeter (tld) termoluminesans dozimetre (tld)

thermoluminescent material termoluminesent malzeme

thermolysis ısıl ayrışma (bozunma)

thermomechanical termomekanik

thermometer sıcaklık ölçer

thermonuclear energy termonükleer enerji

thermonuclear reaction ısıl çekidek tepkileşimi

thermostat sıcaklık ayar aygıtı

thickener kalınlaştırıcı

thickness kalınlık

thickness gauge kalınlık ölçer

thickness sensitivity kalınlık hassasiyeti

thin-line ince hatlı

Page 238: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

thin-walled ince çeperli

thomson scattering thomson saçılması

thoria toryum dioksit

thorium (th) toryum

thorium series toryum serisi

threshold eşik

threshold detectors eşikli dedektörler

threshold energy eşik enerjisi

threshold voltage eşik gerilimi

throttled kısılmış

throughput Tümdoz,üretim kapasitesi

thrust itme

thulium (tm) tulyum

tightness sızdırmazlık, sıkılık

time zaman

time base zaman ekseni

time constant zaman sabiti

time constant range periyod bölgesi

time history motion hareket kayıtları

Page 239: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

time of flight uçuş zamanı

time of flight analyser uçuş zamanı analizörü

time-dependent zamana bağlı

tin (sn) kalay

tissue dokuma

tissue dose doku dozu

tissue equivalent ionizating chamber dokuya eşdeğer iyonizasyon odası

tissue equivalent material dokuya eşdeğer materyal, doku

eşdeğeri madde,doku eşdeğeri malzeme

tissue Weigthing Factor doku ağırlık faktörü

titanium (ti) titan

TLD (Thermoluminescent Dosemeter) termo luminesans dozimetre

tolerable tolere edilebilir

tolerance tolerans

tolerance dose tolerans dozu

tolerance limits tolerans sınırları

tomography tomografi

tool alet

topic konu

Page 240: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

torque tork,burkulma

torquemeter tork ölçer

total attenuation toplam zayıflama

total cross section toplam tesir kesiti,toplam kesit

total reflection toplam yansıma

toxicity toksisite

trace izlemek

trace amount eser miktar

trace element eser element

traceability izlenebilirlik

traceable izlenebilir

tracer izleyici,izleme

tracer isotope izleme izotopu

tracer technic izleme tekniği

tracer, ýsotopic izleyici, izotepik

track iz

track chamber iz odası

track-Etch Detector radyasyon hasar dedektörü

trailer taşıyıcı

Page 241: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

trailing edge art kenar

training reactor eğitim reaktörü

transducer dönüştürücü,prob kristali

transfer aktarma

transfer function aktarma fonksiyonu

transformation dönüştürme,başkalaşım

transformer transformatör,trafo

transient geçiş hali,geçici rejim

transient response geçici hal davranışı

transients geçici olaylar

transistor tranzistor

transit dose geçiş dozu

transit time geçiş süresi,geçiş süresi,geçiş zamanı

transition geçiş

transition boiling geçiş rejimi kaynaması

transition region geçiş bölgesi

transition temperature geçiş sıcaklığı

transmission transmisyon, geçirim,iletim

transmission coefficient transmisyon(geçirim) katsaysısı

Page 242: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

transmission experiment geçme deneyi

transmission technique transmisyon(geçirim) tekniği

transmitted gönderilen

transmitter göndermeç

transmitter room gönderme odası

transmutation dönüşüm,değişme,değişim

transparent saydam

transperancy şeffaflık

transport taşıma

transport container taşıma kabı

transport cross section transport tesir kesiti

transport index taşıma indeksi,taşıma indisi

transport mean free path transport ortalama serbest yolu

transport theory transport kuramı

transportable reactor taşınabilir reaktör

transportation nakliye

transportation container taşıma kabı

transportation index taşıma indisi

transuranic elements uranyum ötesi elementler

Page 243: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

transuranium uranyum ötesi

transverse wave enine dalga (bkz.shear wave)

trap tuzak

travel gezinme

traverse çapraz kiriş

tray tepsi

treatment işlem

treatment of radioactive wastes radyoaktif a(r)tıklarin işlenmesi

tree ağaç

trefoil radyasyon uyarı işareti (yoncasımgesı)

trigger tetiklemek

triggering tetikleme

trip hareket,devreden çıkma

triplet üçlü çizgi,üçlü

tritium (t) trityum (t)

triton (t) triton (t)

trough transmission transmisyon, geçirim

true doğru

true coincidence gerçek eşzamanlı

Page 244: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

true time gerçek zaman

truss kafes kiriş

truth doğruluk

truth function doğruluk işlevi

truth table doğruluk çizelgesi

try-and-see dene ve gör

tube boru

tube current tüp akımı

tube diaphragm tüp diyaframı

tube head tüp kafası

tube shield tüp zırhı

tube window tüp penceresi

tube-shift radoigraphy tüp kaydırmalı radyografi (çift

ışınlama tube

tumble deburring çevirmeli çapak temizleme

tumor tümör

tumor, malignant tümör, kötü huylu

tungsten (w) tungusten,wolfram

tunnel effect tünel olayı

Page 245: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

turbidimeter bulanıklık ölçer

turbine türbün

turbine and generator protection sys. türbin ve jeneratör koruma

sistemi

turbine by-pass system türbin baypas sistemi

turbine by-pass valves türbin baypas vanaları

turbine control valves türbin kontrol vanaları

turbine generator türbin jeneratörü

turbine generator control system türbin jeneratörü kontrol sistemi

turbine plant türbin tesisi

turbine plant control and supervision türbin tesisi kontrol ve denetleme

turbine plant feedwater system türbin tesisi besleme suyu sistemi

turbine stop valves türbin stop vanaları

turbula mixer çok mafsallı karıştırıcı

turbulent girdaplı

turn off time kapama zamanı,toparlanma süresi

turn on time açma zamanı

turn-off voltage kesim gerilimi

twin crystal probe çift kristalli prob

Page 246: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

twin-ground çift topraklamalı

two-phase iki fazlı

type tip

typical tipik

ultimate heat sink son ısı düdeni,son ısı kuyusu

ultimate radioactive waste disposal site nihai stoklama alanı

ultimate tensile strength mutlak kopma mukavemeti

ultrasonic ultrasonik, ses ötesi

ultraviolet morötesi

unacceptable kabul edilemez

unalloyed alaşımsız

uncertainty belirsizlik

underground disposal yeraltında depolama,yeraltın(d)a

son depolama

undermoderated eksik modere edilmiş

underrelaxation yetersiz gevşeme

undetermined belirsiz

unicomponent tek bileşenli

unidentified belirlenemiyen

Page 247: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

uniform birbiçimli,tek şekilli,tekdüze, tek biçimli

uniformity ratio, u, or dose uniformity ratio değişmezlik oranı, veya doz

değişmezlik oranı

unilateral tek yönlü

unimolecular tek moleküllü

unique eşsiz

unirradiated fuel ışınlanmamış yakıt

unit birim

unit of product mamul birimi

unitary birişim

united nations, rome örgütü, Roma

units birimler

units and measurements, Washington DC (USA) birimler ve ölçüleri komisyonu

universe evren

unknown bilinmeyen

unsealed source açık kaynak

unsharpness yarıgölge

unstable nucleus kararsız çekirdek

unstable nuclide kararsız çekirdek

Page 248: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

up-take alınım

update güncelleştirme

upgrade yenileştirme

upscattering üst enerjiye saçılma

upset çıkıntı

upset conditions bozuk şartlar

upstream akışyukarı (akışın zıt yönünde)

urania uranyum dioksit

uranides uranidler

uranium (u) uranyum

uranium enrichment plant uranyum zenginleştirme tesisi

uranium extraction uranyum özütleme

uranium isotopes uranyum izotopları

uranium milling uranium konsantre üretimi

uranium series uranyum serisi

uranium-conserving uranyum tasarruflu

use specification kullanma şartnamesi

useful beam yararlı ışın

useful density range faydalı yoğunluk aralığı

Page 249: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

usefull beam faydalı huzme,faydalı ışın demeti

utility faydalan(ıl)an kuruluş

utilization kullanım

utilization efficency tüketim verimi

vacancy boşluk

vacuum vakum,havayı boşaltma,boşay,boşluk

vacuum breaker vakum kırıcı

vacuum deposition vakumda kaplama

vacuum relief valve vakum azaltma vanası

valence band valans bandı

valence shell değer tabakası

valid geçerli

validation sağlamlama,geçerliliğini kanıtlama

validity geçerlilik

valve vana

van de graaff generator van de graaff jeneratörü

vanadium (v) vanadyum

vapor blasting buharlı üfleme

vapor deposition buhar fazında kaplama

Page 250: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

vaporazation buharlaştırma

vapour buhar

variable değişken

variance değişinti

variation deşişim

varsol varsol (solvent)

vee path v-adımı

vendor satıcı

vendor-supplied satıcının temin ettiği

vent menfez

vent line boşaltma hattı

ventilation systems havalandırma sistemleri

venturimeter venturimetre

verification doğrulama,tahkik etme

version uyarlama

vertical dikey,düşey

vertical limit düşey limit (sınır)

vessel kap

vibration titreşim

Page 251: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

vibration-packing titreşimli doldurma

vibratory titreşimli

vibratory-milled titreşimli öğütme

video presentation video gösterimi

view room inspection oda denetimi

viewing mask inceleme maskesi

virgin neutrons bakır nötronlar

virtual ground görünürde toprak

virtual particle hayali parçacık

viscosity ağdalık, akıcılık

viscouse ağdalı, akıcı

visual test gözle muayene

vitrification camlaştırma

void boşluk

void coefficient boşluk katsayısı,reaktivite boşluk katsayısı

void ratio boşluk oranı

volatile uçucu

volatility uçuculuk

voltage source gerilim kaynağı

Page 252: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

volume reduction factor hacim küçültme faktörü,hacim

azaltma faktörü volume source hacımsal kaynak

volumetric hacimsel

wall effect cidar etkisi (olayı)

wall thickness duvar kalınlığı,et kalınlığı

wash-out yıkanma

washer rondela (yakıt teknolojisi),yıkayıcı

washing yıkama

waste atık

waste management atık idaresi

waste storage atık depolama

waste water atık su

water activity su aktivitesi

water demineralizer su yumuşatıcı

water equivallence su eşdeğeri

water hammer su koçu

water path su aralığı

watt spectrum watt tayfı

wave dalga

Page 253: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

wave front aynı faz dalgası

wave function dalga fonksiyonu

wave guide dalga kılavuzu

wave train dalga dizisi

waveguide dalga kılavuzu

wavelength dalgaboyu

wavelength dispersive (wd) dalga boyu ayırımı

wavelength dispersive x-ray dalga boyu ayırımlı x-ışını

wavelength dispersive xrf dalga boyu ayırımlı x-ışını

wear aşınma

wear ring yatak

wedge prob tabanı, pabuç

wedge-wire tel kafes

weigh tartmak

weight tartım

weighting factor ağırlık faktörü

weighting function ağırlık fonksiyonu

weld kaynak

weld-flash kaynak çapağı

Page 254: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

weld-head kaynak başlığı

weld-heat kaynaklama ısısı

weld-joint kaynaklı eklem

welder kaynaklayıcı

welding kaynaklama

well-moderated iyi modere edilmiş

wescott cross section wescott tesir kesiti

wet nemli

wet method ıslak yöntem

wetting ıslatma

wetting agent ıslatıcı madde

wetwell yaş kuyu

wheel çark

wheel search unit prob temas düzeneği

WHO,world health organization, Geneva DSÖ, dünya sağlık örgütü

whole body counter tüm vücut yükü sayıcı,tüm vücut sayıcısı

wide-range level geniş aralık seviyesi

width en

wigner effect wigner etkisi,wigner olayı

Page 255: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

wigner energy wigner enerjisi

wigner growth wigner büyümesi

wilson cloud chamber wilson sis odası

wipe silmek

withdrawal çekme

withdrawn geri çekilmiş

withstand dayanma

witness tanık

wobulation salınım

work iş

working condition çalışma durumu

working condition A çalışma durumu A

working condition B çalışma durumu B

working level çalışma düzeyi

working level month (Wlm) aylık çalışma durumu

worth değer

wrapped sarılı

x-radiation x-radyasyonu

x-ray x-ışını

Page 256: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

x-ray analysis x ışını çözümlemesi

x-ray beam x ışını demeti

x-ray diffraction x ışını kırılması

x-ray film (radiographik film) x-ışınları filmi (radyografik film)

x-ray fluorescence (xrf) x-ışını floresansı

x-ray fluorescence analysis x-ışını floresans analizi

x-ray linear tomography x ışını doğrusal tomografisi

x-ray radiation x-ışınları radyasyonu

x-ray source x ışını kaynağı

x-rays x-ışınları

xenon (xe) ksenon

xenon effect ksenon etkisi

xenon instability ksenon kararsızlığı

xenon oscillations ksenon salınımları

xenon override ksenon üst reaktifliği

xenon poisoning ksenon zehirlenmesi

xeroradiography kserogradyografi

yellow cake sarı pasta

yield verim

Page 257: Nükleer-Nuclear Bilim Sözlügü - Turuz

yield point akma noktası

yield strength akma mukavemeti

yoke kelepçe

yoke magnetization kelepçe mıknatıslaması

ytterbium (yb) iterbiyum

yttrium (y) itriyum

zeeman effect zeeman etkisi,zeeman olayı

zener diode zener diyodu

zener voltage zener gerilimi

zero power reactor sıfır güç reaktörü

zero-energy reactor sıfır enerji reaktörü

zinc (zn) çinko

zircaloy zirkalay,zirkaloy,zirkonyum alaşımı

zirconia zirkonyum dioksit

zirconium (zr) zirkonyum

zone ölü bölge,bölge

zoning bölgelere ayırma